hep böyle değil midir zaten? biz bize değer vermeyenlere harcarız tüm çabamızı, tüm hayatımızı. onlar için yaşarız sanki sevilmediğini, kıymet bilmediğini göre göre.. peki ya eldekiler, avuçtakiler? onlar neredeler bizim gözümüzde? onlar yanımızda olsalar da görünmeyecek kadar uzaktalar bizim için. onların elleri "biz buradayız" der gibi daima omuzlarımızda, bizim gözlerimiz ise malesef o elleri göremeyecek kadar kör olmuş durumda..
bizi hesapsız, çıkarsız, beklentisiz seven insanların kıymetini bilmiyoruz genelde. nankörüz çünkü. heyecan istiyoruz, adrenalin istiyoruz, kovalamak istiyoruz ve tam da bu esnada en güzel şeyleri kaybediyoruz.
iki erkek.ikiside 25 yaşında.isimleri ve burçlarıda aynı.ve ikiside aynı kızı sevmekte.birisi yaya yaya başka bir şehirde üniversite okumakla meşgul.2 yıl uzatmalı.yakışıklı,sağlıklı,futbol oynayıp para kazanıp kazandığını dilediği gibi yiyebilen bir insan.hayatında hiç bir zaman ciddi bir sorumluluk almamış.ve bundan ölesiye korkan bir profil.bir çok kız arkadaşı olup bunların bir çoğuyla cinsel birlikteliği olan.keyfine göre yaşayan bir serseri.diğer karakter ise çalıştığı için üniversiteye geç başlamış.son sınıfta okumakta.bir sürü özel ders öğrencisi olan.güzel paralar kazanan.ama kazandığı bu paranın tamamıyla babasının borçlarını ödeyen bir insan.minimum parayla ihtiyaçlarını giderip,kendine ekstra bir harcama yapmayıp bir sürü fedakarlık yapan ama zaman zaman bundan bunalıp kendi hayatım deyip ve yine vicdanın sesini dinleyen biri.bu insan ne futbol ne basketbol oynayabiliyor.ne de koşabiliyor.bir kalp hastası.kalbinde ritim bozukluğu var.koştuğunda ağzından kan geliyor.ve sevdiği kıza bile gel benimle ol diyemiyor.sorumluluk sahibi.ama ona zaman ayıramamaktan korkuyor.ona istediklerini verememekten korkuyor.
bu iki erkek de o sevdiği kızla birlikte değil.çünkü 1. karakter sorumluluk almaktan korkup kızı terketmiş,diğeri ise o kıza istediklerini veremem korkusuyla hiç gelmemiş...