valla buhari ,müslim,ebu davud gibi peygamber düşmanları bizim zerre umrumuzda değil.
kuran dışında hiçbir kaynağı kabul etmiyoruz. unutmayın ki ahirette yalnızca kurandan sorgulanacaksınız saçma sapan buharinin uydurduğu hadislerden değil. erkek olun ve gerçekleri görün. vallahi o gün geldiğinde ibni mace ,ebu davud gibi kuran düşmanları sizi kurtaramaz.
bakın kuran'ı tecvidle okuyun anlamasanızda olur diyen hadisler sizce neden uyduruldu? kimin çıkarı için uyduruldu bu hadisler?
adamlar kuranı yok edemediler kuran'ın üzerini örttüler bilader. hiç akletmiyorsunuz?
eğer bunu görecek adamlık sende yoksa ne halt yemeye peygamberin yanındayım diyorsun.
ülkemizde maalesef ayet gibi kaynak gösterilip, ayetten daha çok önemsenen hz. muhammed aleyhisselamın yaşantısından gelen hadiseler.
hadisler; mezheplerin, cemaatlerin, tarikatların, grupların adeta ve maalesef kaynak aldığı, referans verdiği tek merci olmuş.
cemaatlerin başındakilere göre sorgulamak (ona)tabi olana düşmez. eğer sorgulamaya başlarsanız en iyi o gruptan uzaklaştırılırsınız, en kötü başınıza türlü türlü işler gelir. misal iftiraya maruz kalmak gibi, ailenizin arasına nifak sokmak gibi. bu arada bu örnekleri kıçımın kenarından sallamıyorum. hasılı tek şart hocanızı ölümüne dinlemek ve harfiyen ona(dediklerine) uymak itaat etmektir. buna körü körüne bağlanma diyoruz. beyni kapatmak diyoruz.
uygulanan bu sistem zamanla aklı kullanmamaya yani akletmemeye giderek kendi içinde kısır bir döngüye giriyor. bir mecliste, bir toplulukta konuşma olduğu zaman şayet konuşan kişi senin şeyhinin-hocanın (çoğu uydurduğu)değerleriyle-öğütleriyle-emirleriyle örtüşmüyorsa bu sefer onu lanetliyorsun, onu zındık diye suçluyorsun mürtedler reddiyeler falan. her cemaat mensubu bir başkası için bunu yapıyor. böylelikle diğer (müslüman-insan)kardeş(ler)iyle arası bozuluyor ve toplumda huzursuzluk, düşmanlık başlıyor. ve bu o meşhur dış mihrakların hoşuna gidiyor işlerine geliyor.
işte (özellikle)ülkemizde cemaatlerin, tarikatların durumu-pozisyonları budur. bağnazlık her alanda kötüdür-zararlıdır. peygamber efendimiz ve dört halife zamanında mezhep, tarikat, cemaat diye bir oluşum yoktu. en'am 159'da allah açıkça bu durumdan bahsediyor ve kesin kez bizleri uyarıyor.
ibrahim suresine kadar geldim. kuran o kadar akıcı ve anlaşılır ki bunca zaman bu şekilde ilgilenmediğim için kendimden utanıyorum. bu kitabın muhattabı olarak, onu tamamlamadan-anlamadan-hayatıma geçirmeden ölmekten korkarım. akıl allah'ın insana verdiği en büyük nimettir. ve bizi diğer yaratılmış olan canlı-cansız tüm mahlukattan ayıran yegane özelliğimizdir. akıl kullandıkça gelişir. kullanalım.
sünni müşriklerin yaptığı tahribatların en büyüğüdür.
tamamı uydurma ve bizzat peygamberimizin bir numaralı düşmanları tarafından aktarılmıştır. bu sahih hadis denilen saçmalıklara inananlar cehennemde yerini hazırlasınlar.
kuran'ın tamamen zıddıdır bu hadisler . buhari ,ebu davud vs bunlar hadis ve ayet çelişirse hadis hüküm verir diyen sapıklardır. kurana öylesine düşmandırlar ki sırf kuran'ın mesajını örtmek için kuranı anlamadan okumak sünnettir diyen namussuzlardır bunlar.
sadece kuran diyoruz geri kalan herşeyi atıyoruz bu yüzden. yok mu bu gerçekleri görmeye cesareti olan?
bakın ateistler bile hadisleri kaynak gösteriyor bilerek aslında onlarda biliyor uydurma olduğunu sırf Allah'ın indirdiğine zarar vermek için yapıyorlar bunu.
hadis; buharinin, müslimin, tırmızinin ve bunlar gibi diğerlerinin "üç beş kişiye onaylattım, bu kesin peygamber efendimizin sözü" dediği sözlerdir.. sahihliği tümüyle bu kişilerin kendi kanaatleridir.. istediği kadar güvenilir kimselerle konuşmuş olsun, istediği kadar "bu adamlar yalan söylemez" desin kulaktan kulağa aktarımla gelen hiç ama hiç bir şey kesin sözdür denemez.. adı üstünde "rivayet".. hele ki din gibi çok ama çok önemli bir konuda.. üstelik inandığın kitapta allah "benim hükmüm dışında hüküm yoktur, ben de o hükmümü resulüm ile size kuran olarak ilettim ve tamamladım" derken, üstelik peygamberin vefatından yüzlerce yıl sonra, üstelik kendisi bile bunu yazdırmamışken.. hem dini hükümler konusunda "kuran kadar önemli, hatta ayetleri bile neshedebilir" diyeceksin*, hem de bizzat bu dinin peygamberi ısrarla kendi sözlerini yazdırmayacak.. kuran allah katından elçi vasıtasıyla indirilmiş ve din o noktada tamamlanmıştır.. bunun üzerine rivayet yollu hüküm vs eklemek, allah a şirk koşmaktır, başka bişey değil..
Sahihliği araştırılırken ravi zincirinin çokluğuna ve bu ravilerin, yalan söyleyen biri olup olmadığına göre değerlendirilmiştir. Hatta buhari, müslim, tirmizi gibi büyük alimler bunu araştırırken, bir hadisin farklı yerlerde farklı şekillerde söylenip söylenmediğine kadar kontrol etmiş ve eğer bir başka yerde aynı rivayet farklı kelime ve cümlelerle anlatılıyorsa bunları bile elemişlerdir. Ancak hiçbirinde kuran'a uygunluğuna (belki de bunca elemeden sonra gerek görmedikleri için) dikkat edilmeden sahih kabul edilmiştir. Ayrıca halife ömer döneminde hadislerine tedbir dahi konulmuş olan ebu hureyre'den de bir çok rivayet kütüb-i sitte'nin hepsine konulmuştur.
Bilindiği gibi, peygamberin çocukluğundan beri yanında bulunan arkadaşlarının ve 4 halifenin aktardığı rivayet sayısı parmak hesabıyla sayılabilecek kadar az iken, sadece son iki yıl peygamberin yanında bulunmuş olan ebu hureyre'den 700 civarında hadis rivayeti aktarılmıştır. Bütün bunlar da sahih kabul edilen hadislerin ne derece güvenilir olduğu konusunda bizleri endişeye sevk ediyor.
sünnilige göre buhari muslim gibi kitaplar tamamen sahih hadislerdir. Inkar edilemezler. Kimler tarafından nakledildiği önemli değildir yeterki buhari muslim'de geçsin mantığa aykırı bile olsa sahih sayılır. Buhari'de hz huseyn'i şehit eden ordu komutanı ömer ibni sa'd dan bile hadis nakli vardır. Atına az yem verenden hadis nakletmiyor ama peygamber evladını şehit eden adamdan hadis naklediyor. Yersen!
Şiilere göre bir hadisin sahih olması için ehlibeyt imamlarından nakledilmiş olması gerekir. El kafi dahil hiçbir hadis kitabı tamamen sahih sayılmaz şiilere göre sahih olan tek kitap allah tarafından gönderilen kuran ı kerim'dir.
Iki mezhebe göre de bir hadisin sahih olup olmadığının en kolay tespiti o hadisin kuran ile çelişmemesidir.
