şu anda türban yasağının devam etmesi umurlarında bile olmayan gençliktir. 96 sonrası özgürlük diye kıçını yırtan güruh bu gün nerededir bilinmez. ulan yoksa türban bir sorun değildide birileri bizi uzun bir süre uyuttumu...
"başörtüsüne özgürlük platformu" denen birşey var bu ülkede. bu ülkede yaşadığını zan edip "birzamanlar hede hödö vardı" diye anıranlar, yakında o "azınlık" tan "ilk gece" hakkı bile isterler.
ülke gündemini takip edebilseler. gerçi ediyorlar, yalancı kartel basını ve porno yayınlardan.
son olarak van'da "mazlum-der" tarafından 25 08 2007 tarihinde yapılan eylemi ve açıklamayı bilmiyorlarsa suç "türban" da değil.
sene 95ler - 96lar o kadar kızcağız... zalimliğin kara bulut gibi çöktüğü yıllar, muhatabını yok sanan zihniyetler... siz hiç adam yerine konmadığınız, kazandığınız bir hakkın elinizden alınışını bütün bir ömrünüzü etkilercesine yaşadınız mı?! hadi siz yaşadınız diyelim bu "yaşanmışlığı" koca bir kitleyle birlikte yaşadınız mı, yaşayıp paylaştınız mı?! insan ne hale gelir bilir misiniz? günlerce kafasını "neden" sorusuyla bozar. cevaplardan yeni bir dünya kurmaya çalışır ama verdiği cevaplar hep yalandır çünkü "onları" bu düzenden soyutlamak için öne sürülen "neden"lerde yalandır.
bile bile yüzünüze yalan söylendiğinde hissettiğiniz hali yakalayın. hele ki bu yalan hayatınızı manasızlaştıracak kadar ileri gitsin. ne yaman, ne hazin değil mi?!
başlığa bahsi geçen gençlik ne oldu demişler... kimisinin kendisini toparlaması aylar, yıllar aldı. kimisi çelik iradeliydi çabuk atlattı. kimisi evlendi, kimisi kaçtı gitti yalandan, zulumden kaçtı gitti... nereye gitti? okumaya gitti kuzum, okumaya. sadece okumaya. topu topu alacağı 100 küsür kredilik okul hayatını almanya'da ingiltere de avustralya da mısır da romanya da avusturya da fransa da almaya gitti... elin ecnebisinin yanına gitti kız başına... kendi vatanında insan muamelesi görmediği için gitti. döndü, döndüler, evlendiler çocukları oldu. zalimliği tanıyan ve ona nasıl muamele yapılması gerektiğini anlayan ve anlatacak ebeveyn oldular. hayatı at gözlüğüyle gören zihniyete cevap vermek için burdalar. anladılar, zalimlerle nasıl mücadele edilir anladırlar. "oyunu" kuralına göre oynadılar, oynayacaklar...
mazlum ablalarımız o zamanlar 19-20-21-22 yaşlarındaydı şimdi ise 30 küsür...
azıcık akleden insan o zamanki gençliğin şimdi evinde, işinde, çolukla çocukla, projelerle, derneklerde, sosyal kuruluşlarda, devlette vesaire yerlerde olduğunu anlar. ama vakt-i zamanında aklı kendilerine çok görenler şimdi neden akıl etsin...
mutluluk sarhoşudurlar şu günlerde. bıyıklı efendileri tabanlarını unutmamış; avrupa birliği, abd, daha iyi bir gelecek, milletvekili dokunulmazlıkları, yolsuzluklar, kıbrıs, pkk terör, açlık gibi sorunlar dururken ilk iş kendileri için üniversite kapılarını açmaya koyulmuşlardır.
aç bile kalsalar kafalarındakiyle girecekler ya yeter, ülke elden gitmiş önemli değil, sömürge olmuşuz "ben özgür olayım da" diyor, söylenecek çok şey var da... onların başları gibi üç nokta koyayım ben... amaçlarınız kadar büyüksünüz...