sahaftan alınan kitaba duyulan sevgidir. kitabı okurken kitap kadar kitabın başından geçen şeyleri düşünmek de bir o kadar keyiflidir.
bazen kitabın içinde bir sakız ambalajı bulursun, uzun süredir görmediğin arap kızı karşına çıkınca anıların aklına gelir.
bazen kitabın kenarına düşülen notları okursun, notu yazanı düşünürsün, ne zaman yazdı, nerede yazdı diye hayaller kurarsın.
bazen cümlelerin altını çizilmiş olarak görürsün senin ilgini dahi çekmeyen o cümle acaba senden önceki okuyucu da ne tür düşünceler uyandırdı da çizdi diye anlamaya çalışırsın.
sahaftan kitap almak da, okumak da keyiflidir kısacası.
o kitapta yaşanmışlıklar vardır, farklı insanların kıyılara köşelere düştüğü not, içinde unuttuğu minik bir kağıt parçası vs..
altı çizili yerler. bakarsın; ben olsam burayı çizmezdim, acaba bunu çizen kişi kenddisiyle ne şekilde bağdaştırdı bunu dersin, insanların hayatlarına dokunursun parmaklarının ucuyla.. yeni, kapağını ilk senin açacağın kitabı almak farklı, daha önceden okunmuş, insanların elindeyken o kitap hakkında düşündüğü bir kitap almak çok farklı..
nerden alınırsa alınsın farketmez: alınan kitapsa her türlü sevilir..
anılarla yüklü kitaba duyulan sevgidir. benden önce okuyan bu satırlarda ne düşündü, kimdi, kimi seviyordu, şimdi nerde gibi cevapsız ve bir o kadar manasız sorulara yönelip, sayfalarda kurumuş bir çiçek izine,eski bir faturaya, bir nota veya isme, imzaya ulaşmak için sayfalar karıştırılırken insanın burnuna gelen eski kitap kokusuyla tamamlanan duygu.
kitabın girişinde görülen el yazısıyla katmerlenen sevgidir. matbaadan yeni çıkmış kitap kadar kibirli değildir sahaftan alınan kitap. mağrur, tecrübeli bi duruşu olur. hani bazı insanlardan mistik birşeyler yükselecektir ya sanki eski kelimelerle konuşurlar. işte aynısı sahaftan alınan kitap için de söz konusudur. eski kelimelerle konuşur onlar, daktiloyla dizgilenmiştir. severek okuyoruz.