Türkiye de çoğu zaman ölü gibi kenarda duruyor , takımı ateşleyemiyor diye eleştirilen teknik direktördür. Mesela en son aklıma gelen luis aragones bu yüzden çok eleştiriliyordu. Hatta geçen sene aykut kocaman espri konusuydu istifini bozmadığı için ama bu bir tarz meselesidir bence. Evet , saha kenarında hoplayıp zıplayan sürekli futbolcular iletişim halinde olan ve maçı yaşayan hocaları ben de çok severim ama bazen de buz gibi duran hocaların çok daha karizmatik geldiği olmuştur.
Mesela bir örnek vermek istiyorum. Yıl 2007. Real madrid in barcelona ile kafa kafaya girip şampiyon olduğu sezon. Real teknik direktörü capello. Son haftalara doğru bir iç saha maçı. Skor 1-1 di. Real bastırıyor ama çok kaçırıyor atamıyor bir türlü. Tribünler gergin , futbolcular gergin. Mesela Mourinho olsa son dakikalarda yerinde duramazdı herhalde. Ama capello buz gibi. istifini bile bozmuyor. Sonra yanlış hatırlamıyorsam reyes gol attı. Stadyum yıkılıyor , futbolcular üstüste , yedek kulübesi tekme tokat birbirine girdi. Capello tebessüm bile etmedi. Bana acayip karizmatik gelmişti adamın o hali. Aykut kocaman bunu yaptığı için mesela son 2 yıldır yerden yere vuruluyordu ama işte tercih meselesi. Kimisi coşkusunu futbolcu gibi yaşar fatih terim misali. Kimisi de soğukkanlı durur.
alex ferguson bu tip bir teknik direktördür. sadece hakem hatalarına tepki verir.
kenarda hoplayıp zıplayan, devamlı maça müdahil olan teknik direktörler, çoğu zaman başarıya ulaşsa da, azımsanamayacak bir yüzdede oyuncularını gerip maçı kaybettiği olmuştur.