taraftarın sağduyulusu olmaz ancak seyircinin sağduyulusu olur şeklinde savuşturulması gereken iddia.böyle seyirciler bol bol yorum yapar,akıl yürütmeye çalışır, olayı başka yönlerinden de incelemeye çalışır pek bir ılıman olurlar. lakin taraftar dediğin sever, severken de gözü diğer gereksiz şeylere ** takılmaz,maç esnasında aşkını yaşar. söz konusu takımıysa gerisi teferruattır.
(bkz: yaratıcı beşiktaş taraftarı)
(bkz: çarşı)
hele internetle içli dışlıysanız "vay ipneler bizim takıma hönkürmüşler, şimdi gösteririm onlara" deyip zıvanadan çıkarsınız.
ben sağduyusuzlardan biriyim. çok çabuk gaza gelirim. direkt savunmaya geçerim. o yüzden yazdıklarım aramızda kalsın.
sağduyulu taraftar profili heyecan yapmaz, önce o eli bir indir demez, karşındakini dinler, süzer, "göt lan bu" diyerek konuşmayı keser. ben uzatırım.
sağduyulu taraftar profili maç analizi yapar, "bence deivid kalede, maldonado forvette, volkan ön libido oynasaydı" der, işin teknik yönünü inceler. ben "düzgün oynasaydınız ipneler" der geçerim.
sağduyulu taraftar profili takım tutmaz, futbola taraftardır. ben fenerbahçeliyim. ben fenerbahçeliyim ama hiçbir takımla dalga geçmem. galatasaraylı olan sokaktaki ahmet'tir, beşiktaşlı olan bakkal mehmet. ben, te orda dikilen sap.
ahmet-mehmet-sap bir araya gelir, yer, içer, dertlerini paylaşır. ama birbirini kırmaz. burdan bakınca ahmet-mehmet-sap sağduyulu taraftar profili gibi duruyor. e kim bu ortamı gerenler?