sol görüşlü kişilerce küçük bir ihtimalle kabul görebilecek önerme.
çünkü sağcı da, solcu da, yukarıcı da bilir ki, sanat, siyasetten, ekonomiden, politikadan, dinden..vs. ayrı ama onu yansıtıcı bir şeydir. insana özgüdür. sunulan eser, farklı kesimlerce beğenilse veya beğenilmese de o bir sanat eseridir.
bu önermenin doğru olup olmadığına karar vermek için önce sanatı ne olarak algıladığımıza bakmak gerekir. bu ülkede sanat eğer adına soyunulan birşeyse, kokteyllerde boy göstermekse, uğruna herşeyin mübah sayıldığı bir kavramsa, kişilerin sisteme ayar vermek amacıyla bazen insanlıktan uzaklaşmasıysa, aydın sanatçı olabilmek amacıyla "halkım için" adı altında halktan tamamen soyutlanmış bir anlayış geliştirmekse pek tabiki bir neyzenin icra ettiği meslek, bir ebru ustasının yaptığı iş sanat değildir. bu durumda yaptıkları iş sanat olmadığı için kendileri de sanatçı sayılmazlar. ama ne mutlu bizlere ki bazı kavramları kirletmeden iyi iş çıkaranları da üzerinde "sanatçı" yazılı etiketleri olmasa da seviyoruz.
lale mansur'a sonuna değin katıldığım; tabularla, yasaklarla, kurallarla, aidiyetlerle varlığını tanımlayan birinin "yaratıcı" (lütfen kinayeyi seziniz) ve "özgür" olabilmesi mümkün değildir elbet.
-cı, -ci yakıştırmalarıyla ne halt olduğunu belli eden düşünce. sen sevmediklerini ötekileştirerek en büyük faşistliği yapıyorsun ama.
solcusu ve ilericisin, hissediyorsun (hani sanatçısın ya o bakımdan) eşitlikçisin, süpersin vesaire.
çok güzel bir örnek geldi aklıma, geçenlerde seray sever i çılgınlar gibi parmaklayan (hatta avuçlayan hatta daha ötesi) zat da sanatçı değil mi, hemi de senin zihniyetinden? devlet sanatçısı hem de! insanın böyle sanatçıya da, ona madalya takan devletin yönetimine de laf sayası geliyor ama ağırbaşlı olalım biz.