imam efendinin gamet getirildikten sonra ayağa kalkmasıyla ağzından bir huşu ile çıkarttığı sinir, korku ve heyecan belirten cümlelerdir. Cuma namazlarında daha sık tekrarlanır, yılda iki defa bayram namazlarında sıkça söylenir duruma gelmiştir.
camide kılınacak namazdan hemen önce hocanın sıklıkla tekrarladığı cümle...
hoca : alooo... cemaat !
cemaat: efendim hocam
hoca : saflari sik ve duzgun tutalim
cemaat: ok hoca.
hoca : orda bi kaç tane saf görüyorum
cemaat: var hocam arkada kalmış zavallı saflar,
hoca : çaarın onlarıda gelsinler şööle öne doğru, yüzlerini göriim bi.
cemaat: şiittt... saflar, gelin bööle bak hoca çaarıyo.
saflar : geliyoruz geliyoruz, ekikikikikiki...
özellikle cuma ve bayram namazlarinda imam tarafından sarfedilen uyarı cümlesi. zira bu namazlarda** camiler diger vakitlerde dolmadigi kadar dolar ve dişarida kalan insanlar namazlarını dişarda (yerde,taşta,toprakta,yere serdikleri montlarının üzerinde) kılmak zorunda kalırlar. gerçi hava güzelse pek sorun olmaz ama havanın yagmurlu ya da karli oldugu gunlerde dişarda namaz kılmak oldukça zordur. işte özellikle böyle günlerde dişarda kalan cemaatin içeri girebilmesi ve ibadetlerini rahatca yerine getirebilmesi için, mevcut olan butun boşlukların doldurulmasi gerekmektedir. bu zarurî durum imamın agzından dökülen bu cümleyle içerdeki cemaate bildirilir.
cemaatinin önemli bir bölümü sigir olan camilerde önündeki bosluga gecme geregi bile duymayan, sadece camiye saatler öncesinden gelip babasının malıymıs gibi parsellediği yerde namaz kılmak isteyip adamı hasta eden tipler nedeniyle imamların zorunlu olarak kullandıgı uyarı-ikaz cümlesi.
(bkz: fatih camii)
camilerde bol bol duyduğumuz bir cümledir. aslında oldukça mantıklı. insanlar namaz kılmak istiyorlar ama camide yer yok. içeridekilerin şartlar el verdiği ölçüde toparlanarak dışardaki insanlar için yer açması gerekir bu cümleden sonra. ancak ne var ki bizim camilerimiz de bu olay pek de böyle olmuyor, fazlasıyla abartılıyor.
saflar yeteri kadar sık ve düzgünken bir bilirkişi, bir kahraman çıkıyor ortaya 'yanaşın yanaşın' diyor. herkes kolkola giriyor ama amcanın içi rahat etmiyor 'yanaşın yanaşın' diyor 'abi' diyorum 'ben öne gidersem secde edemem ki adamın ayaklarına gelirim' 'olsun' diyor 'edebildiğin kadar yanaşın' ve yanaşıyoruz. önümdeki insanlara bakıyorum az önce kollarının birbirine değmesine 1 2 santim kalmış iki adamın arasına bir adam giriyor nasıl oluyor anlamıyorum ama giriyor. sonra başlıyor cuma namazı ve hep birlikte rukuya ve secdeye gidiliyor. hep birlikte derken hocanın tekbiriyle birlikte istem ile yapılan, yapılması gereken bir hep birliktelik değil bu. istem dışı oluyor bu olay zira o kadar sıkışık ki saflar; yandaki seni de kendisiyle beraber tutup rukuya oradan secdeye götürüyor. şimdi korkuyorum ulan acaba benim sevabı bu yandaki mi alıyor diye.