Arif v 216 filmini izlerken beni acayip mutlu eden karakter. Kerem alışık ‘baba’ dediğinde sevgiyle, oğlu kerem’e bakması, hayatın onlara verdiği bir görüş izni gibiydi. Mutlu oldum hem onlar adına hem kendi adıma saçma ama çok büyük bir mutluluk duydum.
türk sinemasının gelmiş geçmiş en iyi oyuncusu.. komedide yerlere yatırır, güldürür, dram oynar ağlatır, kimi zaman jön olur, kimi zaman yan rol.. hepsinde muhteşemdir.. turist ömer serilerini dikkatlice izleyenler farketmişlerdir.. senaryodan bağımsız, doğaçlama rol yapar.. çok zeki esprileri vardır bu bağlamda.. bana göre dünya çapındadır.. örnek alınması gereken bi oyuncudur yani..
ne demiş camıs bond? paran varsa dünya sana aşık, züğürtlere yakışır tahta kaşık. yes orrayt!'
tophane'nin gün yüzü görmemiş bıçkın küfürleridir. pardösüsü, şapkası, tahsilli halleriyle eski zaman yalılarının gayrı gecekonduda yaşayan beyefendisidir. hiçbir şeyi yoktur ama piyanosu başucundadır. terennüm eder hisli sesiyle: ey büt-i nev eda aşıkım ben sana. zariftir aylaklığı bile istanbul şairleri gibi. sarmazsa dost meclisinin muhabbeti "bu akşam hiçbiriniz hicazdan gelmiyorsunuz" der gücenik; "ağzındaki izmarit kadar" onun olan sevdiceğini düşünmeye gider, yalnızlığını kuşanıp. bir yanında sisler bulvarı'nın kaptanı, öteki yanında izmir yakışıklısı ayhan ışık vardır hep. canım istanbul şarkılarını, mezeleri, rakıları, arnavut kaldırımlarını, "gözleri dört defa lacivert" dilberleri en kuytularıyla, en olmazlarıyla ve en oldurabildikleriyle sevmelerin ustası. na şuramıza düğümlenip kalır onu izlerken kelimeler. "ben öyle pek içmem." diyene bile kadeh kadeh içtirir güzelinden.
hiç demeyeceğim bu toprakların şarlosudur falan diye. bu toprakların buz gibi de sadri alışık'ıdır o. bizimdir; unuttuklarımızın, yok ettiklerimizin, özlediklerimizin suretidir. bizatihi istanbul'dur ol sebep. sahi hangi güzellik istanbul kadar çok kirletildi ki!
herkesin gönlünde farklı bir sadri alışık vardı, herkesin bir sadri abisi vardı. biz onu hep filmlerindeki karakterli ile tanıdık... işte o adam sokak ağzını en iyi şekilde konuşan, gariban ve yoksuldan yana olan, seyirciye kusur etmeyen, ve tüm gönüllerin kabulu olandı memleketinden, yaşamından, canı kadar sevdiği şehr-i istanbulundan ve öldükten sonra kıymetinden sonra söz ederek şakayla karışık sadri alışık oluvermişti milyonların gönlünde. en çokta hayatına gösterilen kıymeti vurgulamış ve şarkılarına geçivermişti.
büyük usta sadri alışık ın tiyatro geçmişine saygıyla... bu ülkenin en büyük aktörüne selamla... yazdığı şiirlerine sevgiyle... Allah rahmet eylesin...
--spoiler--
iyi ya, madem ki hepimiz günün birinde çekip gideceğiz, o halde bunca matem, bunca kahır niçin? sizinkisi matem değil zaten, korku, korku! hayat demek, ölümü beklemek demektir. az çok hepimiz denizi, yıldızları, ağaçları işte falanları filanları göreceğiz, birçok şeyin tadına bakacağız, sonra da ister istemez “gidiyorum elveda” şarkısını söyleyeceğiz. öyleyse, gidenin de kalanın da gönlü hoş olsun.
--spoiler-- Serseri Kazım.