Bir üniveriste bile bitirdikleri meçhul sikindirik bölüm sekreterlerinin bütün gün bilgisayarda fal bakıp bir bokla ilgilenmeyip sonra karşına geçip sana ahkam kesmesi; bunlar sizin göreviniz diye.
öğrencinin hocalara kolayca ulaşabilmesi, hele küçük bir şehirde ise yollarının esnaf tarafından dört gözle beklenmesi.
ayıp olmasa, "öğrenci döndü", şenliklerinin düzenlenecek olması.
öğrenciye devam zorunluluğu ile zorla ders dinletmeye çalışmak.
yönetmeliklerin dışına çıkan profesörlerin dersime üç kez ardarda gelmeyen adama sınıf tekrarı yaptırırım şeklinde öğrencilerini tehdit edebilmesi.
benim anlattıklarımın, benim verdiğim notların dışındaki hiçbirşey gerçek olamaz, benim düşündüğümü düşünmeyen benden sınıf geçemez diyen öğretim görevlileri, doçentler, profesörler.
daha vahimide var. bizzat öğrencilik yıllarımda şahitlik ettiğim acı ama gerçek olan durum.
ismini vermeyeyim, bir üniversitemizin fen fakültesinde önce bir doçentle başlayıp, sonra bu doçentin, profesör olması ile nerdeyse tüm fakülte profesör ve doçentlerine sirayet eden tecavüz ağı.
gözüne kestirdiği kız öğrencileri notla tehdit ederek ilişkiye giren profesörler. hatta kızlarla grup seks yapıp, bunları da videoya kaydeden profesörler. olayın bir öğrencinin durumu savcılığa bildirmesi ve bölgesel gazetenin haberi üzerine, yüzlerce mezun veya okulu bitirememiş kız öğrencinin aynı durumla karşı karşıya kaldığı, kiminin isteklere cevap vermediği için, gözdağı olsun diye okulu bitirmemesinin sağlandığı, birçoğunun psikolojik tedavi gördüğü, birçoğunun da okulu bitirmek için mecburen ilişkiye girdiklerini itirafları ile olay büyümüş ve 7 profesör ve doçent görevden alınmıştır. ben böyle bir kepazeliğin bu boyutlarda dünyanın hiçbir ülkesinde hiçbir üniversitede yaşandığını duymadım.
öğrencilerine tecavüz eden, onlarla metres hayatı yaşayan hocalarıyla üniversitelerimiz.
çalıntı tezlerle doktora alınan, geçmişte doçent olunan üniversitelerimiz.
üniversitelerimizin kirli çamaşırları hiçbir çamaşır deterjanının ya da çamaşır makinesinin paklayacağı türden değildir.
edit: yukarıda aktarılan kişisel tecrübelerden şu sonuç çıkarılmasın lütfen:
bütün üniversitelerimiz bu durumdadır. söylediğim gibi bunlar benim üniversitemde bizzat şahit olduğum tespitler.
eğitim ve öğretim ahlakı ile donatılmış öğretim üyeleri ile insan yetiştiren, değer yetiştiren üniversitelerimizi konudan ayrı tutunuz.
2007 yılında mezun olan birinin 2010 yılında iş yerinden talep edildiği için transkript istediğinde 'biz size mezun olduğunuzda onları çoğaltın demiştik,şimdi veremiyoruz transkriptin çıktığı cihaz bozuk' cevabını alması durumu bu başlığa uygundur sanırım.
mezun olmanızdan en az 3- 5 yıl sonra ancak diploma verebilmesi. (bkz: marmara üniversitesi) yanlış anlaşılmasın diplomalar titanyum kaplama üzerine altın harflerle yazılıyor o yüzden gecikiyor (bkz: gevşek diploma bürosu) ayrıca yüksek lisansa başvurup onca sıra beklemişsinizdir ama diploma bürosu otomasyona mezuniyetinizi girmediği için başvuru yapamazsınız önce gidip onlarla uğraşıp sonra tekrar uğraşırsin iz. Çok çalışıyorlar canım maaşlarını sayarken çok yoruluyorlar. Ah o dayı amca torpili ile bunları alanları bir bulsam...
