bazen şahane pazar'ın bitmesi akabinde, bazen de uyku sorunu nedeniyle yarısında banyoya girilip sonra da sobanın önünde saçlarını kurutarak ve bir güzel de mayışarak gecen pazar günleridir bunlar. ne kadar eski geliyor şimdi, ne kadar masum ve huzurlu. sonuç olarak özlenen pazarlardır efendim.
sabahları hugo izleyip cadı sila'ya kızmış, şahane pazar karşısında saatlerini geçirirken pazartesi gününün yaklaşmasından dolayı içini hüzün kaplayan, soda kapaklarıyla ve misketlerle oyun oynayan bir neslin özetidir efenim.
-sokakta taso oynamış
-cips paketlerini parmak uçlarıyla yoklamış
-bizimkiler, kaygısızlar, jetgiller, pokemon, süper baba izlemiş (+çiçek taksi, mahallenin muhtarları...)
-atari ve sanal bebekle oynamış
-ödev yaptıktan sonra park adı verilen yeşilsizliklerde top koşturmuş
nesildir. çocukluğunu doya doya yaşamış nesildir.
bu nesil hem atari oynayıp hem de internete girebilmiştir. geçiş döneminin neslidir.
abisiyle şahane pazar mı çiçek taksi mi kavgası yaptıktan sonra anne zoruyla birer birer banyoya sokulup göz yakmadığı iddia edilen (adını unuttum) şampuanla bi güzel saç derisi yüzülen nesildir. aynı nesil abla zoruyla aynalı tahir de izlemiştir, yazıktır lan bunlara.
bugün doksanlar için "hey gidi günler" diyoruz, öyle bir nesil (aptallaşmış) gelecek ki "en iyi günüm şu an yaşadığım vakittir" diyecek ve böylecede insanlık bataklığa doğru yol almış olacak.
annenin bizimkiler dizisi eşliğinde yere örtü serip önlük ütülediği, sobanın üzerinde patates pişirilen ve üzerine soyulmuş portakal kabuklarının konduğu bir evde oturan, ebeveynler tarafından "hadi su hazır girin" talimatı eşliğinde banyoya girip gözüne sabun kaçan nesillerdir.
öncelikle bizimkiler adlı diziyi izleyip, sonra banyo yapıp yatmış olan nesildir. soba kazanı yakılırdı ve sırasıyla herkes banyoya girerdi. banyo dan sonra içi bir hüzün kaplardı. neden? çünkü yarın okul varda o yüzden.
