Maide süresi 69 :
“ Gerçek şu ki, iman edenlerle yahudiler, sabiîler ve hristiyanlardan Allah'a, ahiret gününe inanan ve salih amellerde bulunanlar; onlar için korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.”
din bireysel bir inançtır. bu bireysel olguya kollektif yaklaşım yapılarak sanki üye olmayanın-rezervasyonsuz giremediği Leadbetter eğitim teorisini öğreten Türkiye’deki ilk ve tek akademiye sahip cornelia diamond derneği gibi (golf) cenneti görüp "bizler/sizler de inanıyoruz cennete gireceğiz" demek, hele ki "şu şekilde-böyle, şuna inanıyoruz" diyerek gerekçe göstermek sosyal bir aptallıktır.
din inancının sorumluluğunu ve yetkilendirilmesi, şekillenmesi, tanımlamasını bireysel olarak yaratıcı-insan-birey düzleminden/ilişkisinden alıp sadece insan-toplum olarak kollektif bir yapıda ilişki, çıkar, kazanç, politika, insanları kullanma-yönetme aracına bilerek veya bilmeyerek dini sokmak cehalet veya ikiyüzlülük değil de aptallığın eseridir.
ondan sonra benim inancım senin inancını döver cahilliğinde babasından kalan bağ bahçe gibi cennet algısı ve "sen girer, sen giremezsin" tartışmaları-kararları, bırakın başka din-inançtan olanları; aynı dinden olanlar bile insanlık ve dinler tarihi boyunca (örn: avrupa'da yüzyıl savaşları, ortadoğuda allah'u ağbar diye kafa kesen ve kafası kesilenin kelime-i şehadet getirmesi) bir birini bu gerekçelerle öldürüyor-öldürecek.
din baronlarının (din adamlarının ve din kurumlarının) anlattığı din, vadettiği cennet size cehennemi bu dünya'da ve öte dünya'da yaşatıyor ve yaşatacak.
insanın kurtuluşu anca bir birine empoze ettiği tanrı inanışını-olgusunu terk ederek insanların yarattığı tanrı'ya değil de insanları yaratan tanrı'ya inanmaya başladığında bu dünya'da insanlar cehennemi yaşamayacak.
öte dünya-ölünce ne mi olacak?
bilmem, ben tanrı değilim.
Konuyu tam olarak anlamadığı ya da bilmediği ortada olan bir kişinin, bu metafizik problem durumunu yine metafizik gerekçelere göre değerlendirilmesi sonrası, metafizik bir tespit yapmasıdır.
Ruhlar yaratıldığında "kalu belada" tün ruhlara allah "ben sizin rabbiniz değilmiyim" diye sordu. Bir kısım ruhlar "evet sen bizim rabbimizsin" diyerek secde etti. Bir kısmıda "hayır sen bizim rabbimiz değilsin" diyerek secde etmedi.
O ruhlar kıyamete kadar sırası gelince bedene girip doğuyor. Yani burada kimseye iltimas yok. Herkes verdiği cevaba göre yaşıyor.
Adamın anne babası müslüman kendi kafir, başkasının ana babası kafir kendi müslüman. Biri türkiye'de,öbürü fransa'da doğmuş. Yyokmu böyle örnekler..
Şansa müslüman anne babadan doğduğu için cennete gidecek, ama diğer insanların cehenneme gideceğini sanan insan düşüncesidir. Allah'ın adaleti ile çelişmektedir bu düşünce.
hatta sadece müslümanlar da değil sadece müminler cennete girecek yani bu durumda daha az insan oluyor. bir de kim ne kadar mümin, ne kadar kâfir tartışılır.
Kitapta insanı, kafir, müşrik, münafık, fasık, zalim yapan haller anlatılıyor, cennete ve cehenneme gidecek kişilerin özellikleride anlatılıyor, herkes kendini buna göre mukayese edebilir.
müslümanlara göre onlar cennete gidecek. ama bence eğer bir tanrı varsa yalnızca ateistler, deistler ve agnostikler cennete gidecek. çünkü sahte tanrıları reddederek en doğrusunu biz yapıyoruz.
bunu kim demiş/diyor ise ya kafirdir ya da okuduğunu anlamayan geri zekalıdır. bu kadar net.
öyle ya...
kızına "babam peygamber diye bana güvenme, ben bile bana ne olacağımı bilmiyorum" diyen dinin peygamberi ve "siz iman ettik demekle-inanmakla cennete mi gideceğinizi sanıyorsunuz?" diyen dinin sahibi olan yaratıcı varken; inan ya da inanma "sadece Müslümanlar cennete gidecek" demek ve cennete gidecekler arasında örn: salih amelli olmak (insanlara faydalı işler yapmak) vb kriterleri yok saymak için bunu diyenin geri zekalı olması lazım.
Kısmen doğru önerme ama allah islamdan öncekileride unutulmamış. Ateistler utanır mı? Sanmam…
Şüphesiz, iman edenler; yahudilerden, hristiyanlardan ve sabii’lerden de Allah’a ve ahiret gününe inanıp salih amel işleyenler için rableri katında mükafatlar vardır. Onlar için herhangi bir korku yoktur; onlar üzüntü de çekmeyecekler. Bakara/62
süleyman ateş'in reddettiği bir gerçektir. yazılı ayetleri kendi kafalarına göre yorumlayanların da reddettiği bir gerçektir. O dönemin atmosferi, toplumsal yapısı ile araştırmak gereken bir gerçek.
(bkz: ehli kitap)
edit: günah-ı kebair olarak şirk koşanlar saf dışı olmak üzere, geri kalanı bilinmeyen bir gerçektir.
(bkz: şirk)
edit2 : "iman etmedikçe cennete giremezsiniz" hadisi de bu durumu güzel şekilde açıklamıştır. ayrıca said-i kürdî,
"Kâfirin Cehennemde ebedî olarak kalması Cenab-ı Hakk'ın merhamet ve şefkatine nasıl sığabilir?" Şeklinde bir suale verdiği cevapla da fikir vermiştir.
Cennete sadece iman edip salih ameel işleyenler girecek. Kahrolsun şeriat diyen,ibadet etmeyen,haramlardan kaçmayan ben Müslümanım diyenlerde giremeyecek.
Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. işte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. işte bunlar gafillerin ta kendileridir.