gercekten yapmak istediğim birşeydir. Nereye gideceğini nerede kalacağını başına neler geleceğini bilmeden maceraya atılmaktır. Yanında sadece en yakın arkadasın olsun bak o gezinin tadına doyum olmaz.
çoğu insanın içinde yatan ama yapmanın büyük bir cesaret istediği için çoğusunun yapamadığı eylemdir. yapan kişilere her zaman hayranım inşallah bir gün bizlerde yapabiliriz.
erasmus sürecim boyunca 5 farklı ülkede deneme şansımın olduğu tecrübe. başlarda her ne kadar maceraperest ve özgür hissetmenizi sağlasa da, 2 bilemedin 3 defadan sonra genel olarak bir yeri gezmekten nefret etmenize sebebiyet verebilecek olgu.
avrupayı trenle dolaşmaktır. 20 günde 7 ülke gezmiş insanlar vardır tek başına. oldukça zevkli ve maceralıdır, özellikle gece treni ayrı bir heyecandır.
(bkz: into the wild)
(bkz: society)
aslında gitmek lazım bu şekilde ölürken bile mutlu ölürsün arkadaş. sevgili dırdırı yok, ana-baba beklentisi yok, kardeşe ne olacak sıkıntısı yok, elalem sıkıntısı yok.
insana hafiflik, özgürlük ve hatta kaybettiyse eğer yaşama sevincini geri vermesi muhtemel olaydır.
uyanırsınız bir sabah... yaşadığınız şehirde iç ısıtan bir güneş vardır perdenizden sızmaya uğraşan. bir şekilde yoldan çıkarmak adına sizi kaynağı belirsiz bir neşe verir bünyeye ve kendinizi o güneşi bambaşka şehirlerde de görebilme isteğiyle başbaşa ve büyükçe bir sırt çantası hazırlarken bulursunuz. bir trene atlar, bambaşka bir ülkenin bambaşka bir şehrine giderken; yataklı vagonda dışarıyı seyrede seyrede yolculuk yapmanın ve dahi trende odayı paylaştığınız hiç tanımadığınız insanların hiç tanımadığınız dünyalarının bir parçası bile olabilirsiniz hiç istemeden... (trende 4 yatağın bulunduğu, kapılı minik bölmelere oda mı denir bilemedim şimdi lakin bilenler anlamıştır kastettiğim şeyi)
ara sıra yapılasıdır. bir defter, bir müzik çalar, ve koca bir sırt çantası... ve yanında da sevdiğiniz bir omuz varsa yolculuk boyu başınızı yaslayabileceğiz; işte o zaman o yolculuk gerçek bir yolculuk olur.
herkesin hayalidir. özgür kız misali dağ bayır demeden gitmek. ama kimse yapamaz. ya hastalanırsın, ya paran biter, ya iş yerinden ararlar. ama ben gitsem heralde annem akşam 6 da arayıp fısıltıyla :
"nerdesin. baban geldi seni sordu kitap almaya gitti dedim. çabuk eve geliyosun çabuk."
der, özgür kızlık keyfimi de iki paralık ederdi heralde.