10 yaşındaki asker çocuğunun eline g3 alması, kum torbasına nişan alması, ancak seri de olduğunu farketmemesi sonucunda ilk atışının hedefi vurması, ikinci atışının da karakolun trafosunun tepesine gelmesiyle trafonun patlaması ve trafoya konmuş olan karganın patlayarak kızarmasıdır.
(bkz: o salak benim)
hayır g3 senin neyine al eline bi colt sık havaya dimi.
boş zamanın bol olmasından dolayı yabani olan veya olmayan tüm otları 200 kişinin birden elle kopararak temizlemesi. o çamur ve ot karışımı koku ellerden ne kadar yıkanırsa yıkansın 3 gün boyunca çıkmaz alışırsınız kokuya.
bölük komutanının ufka kadar koşacaksınız. hedefiniz ufuk çizgisi demesi, bir müddet koştuktan sonra tamam bu kadar yeter, çok yaklaştık yarın kaldığınız yerden devam edersiniz demesi.
derse giren albaylardan birinin meşhur ne dediği anlaşılmayan adam gibi konuşması, üstüne bir fıkra anlatması, hem fıkrayı hem de albayın konuşmasını anlayamayan sınıfın gülmemesi, albayın hasan mezarcı durumuna düşmemesi için bölük sorumlusu arkadaşın işaretiyle herkesin birden kahkahalarla gülmeye başlaması.
Basit bir çaycının kıl kaptığı asker arkadaşlarına çay vermemesi ve bütün bölükte borusunu öttürebilmesi. Cuma günleri koltuk altınızdaki kılların teftiş edilmesi. Her askerin okuması ve imzalaması zorunlu kaza önleme talimatlarında '' Terli terli su içmeyeceğim. Prize parmaklarımı sokmuyacağım. '' gibi maddeler görmek.
Er : Komutanım canım çok sıkılıyor.
K : G*tünü parmakla evladım.
-ilk teslim olduğunuz gün makineyle saçınıza biçerdöver gibi dalan kışla berberinin ikinci gidişinizde ''devletin istihkakı bu kadar'' deyip (ücret almıyor çünkü)saçınızın sadece alt kısmını alması, itiraz edene ''beğenmiyorsan dışarıda kestir'' demesi. (daha sonradan bu pezevengin traşla uğraşmamak için böyle bir yalan uydurduğunu tespit ettik.)
-yemeğe katılmamanın yasak olması, aç olmasanız bile yemek alıp olduğu gibi çöpe dökmek zorunda olmanız.
-kirli kamuflajlar için ütüleme emri gelmesi, ütünün ertesi günü kamuflajların toplanıp yıkatılması.
-gözü 7 numara miyop vatandaşın gözetleme subayı olarak yetiştirilmek üzere asteğmen aday öğrenci yapılması ve bir hafta sonra çürük raporu alarak terhis edilmesi.
-Yine çürüğe ayrılan başka bir asteğmen adayından asteğmenlik sınavına giderken devlet tarafından verilen yol parasının kuruşu kuruşuna geri alınması.
-Asteğmen adayı öğrencilerin içeriye mp3 çalar sokması bile yasakken uzman çavuş eğitim bölüğündeki uzman adaylarının komutanların odalarının pencereleri dibinde telefonun hoparlörünü açıp bangır bangır müzik dinlemesi.
-hepi topu iki buçuk ay eğitim görecek insanların subay olabileceğinin düşünülmesi.
-Ve bütün bunları ''mantıksızlık'' diye niteleyen kişilerin normalde çok kaliteli ve bölükçe çok sevilen bir komutanımız tarafından ne hikmetse ''orospu çocuğu'' diye tanımlanması.
bunlara ilaveten:
-elde yeterli asker olmadığı için koca bir taburun bütün temizlik, kantin ve bulaşık işlerinin 10-15 uzun dönem asker kardeşimizin sırtında olması.
-Üniversite bitirmiş bir asteğmen adayının tuvaletin nasıl kullanılacağını bilemeyebileceğini görmek.
-çarşı iznine çıkacak askerlerin nöbetçi subay tarafından sıraya dizilip uygun adımla nizamiyeye kadar götürülmesi ve ardından nizamiyeden koşarak çıkması için emir verilmesi, bütün bölüğün şener şen gibi topukları kıçına vura vura koşması.
Yedek subay okuluna teslim olunalı 1 hafta olmuştur ve 1 hafta sonraki yemin töreni için asteğmen adayı öğrencilere harici elbiseler dağıtılacaktır. Sözkonusu ''güruh'' sırayla elbise deposuna sokulur, yıllarca elbise dağıta dağıta tam bir moda stilistine dönüşmüş bölük astsubayının önünden sıra ile geçilir, size şöyle tepeden tırnağa bir bakan astsubayın ''ceket 48c, pantolon 51b, şapka 57, gömlek s beden'' tarzı komutları ile rafların önündeki askerler buralardan bir şeyler çıkarıp astek adaylarımıza bunları verirler. Hemen orada giyilir bunlar ve ardından içtima alanına gidilir. Zira bazı boydan fakir asteğmen adaylarının pantolonlarının kısaltılması gerekmektedir ve bu milli vazife de kışla terzisi abimize düşmektedir. bütün bölük toplanır, komutanlar gelir ve terzi abimiz komutu verir:
- Herkes pantolonu daşşahlarına gadar çekecek ! iyice çekin gençler, daşşahları hissedin daşşahları !
Komutanlar dahil bütün bölük gülme krizine girer. Terzi abi de gülmektedir.
Komutan aileleri hep beraber nizamiyede piknik yaparken, piknik yapmayan bir komutanın biraz artistlik amaçlı biraz egosunu tatmin etmek için birazda haklı olarak, kendinden habersiz, arabasıyla çarşıya çıkan bir eri nizamiyenin tam ortasında herkesin içinde tekme tokat dövmesi, anasına sövmesi, yüzüne tükürmesi ve sonrasında da iyi bir bok yemiş gibi "alın bunu hortumla yıkayın demesi". Ulan yavşak tamam haklısın er dayağı haketmişte, ne karının kızın içinde adam dövüyorsun.
Komutanın deniz motorunu kastederek "aranızda motor kullanmasını bilen var mı" diye sormasına cevap olarak motoru köyde kullandıkları üç binlik ford traktör zannedip ben biliyorum diye mağrur bir şekilde ortaya çıkan anadolu delikanlısının, komutanların karılarını deniz motoruyla gezdirmeye çıkaramaması.
Komutanla iyi ilişkiler kurulması sonucu bir kereye mahsus komutanın beylik tabancasıyla resim çektirilip, sevgiliye gönderilmesi.