zengin fakir, akıllı deli, din ve ırk etmez. herkes eşittir. bütün talimatlar da olması gereken türkçe yazılıdır wc yerine hela gibi. ülker ürünleri bulunmaz. herkesin saçma bulduğu vakalar aslında tarihten gelen disiplin ve nizam ın kurallarıdır. ciddiyet vardır şaka götürmez. hızlı olmak gerekir, dinç olmak gerekir. olası bir savaşta cepheye mermi gibi ulaşmak için. herkese saçma gelir ama bunu bir harbiye mezuna anlatamazsın. sende o harbiye mezunu arkadaşın emri altında olacağın için askerde çok duyduğum laf ''askerlik yapacak birşey yok''
kırklareli il jandarma komutanliginda 329. kd jandarma erler yemin toreni icin prova yapmaktadir. fakat alay komutani hic bir asamasini begenmemektedir. yine bir gun gelir, izler ve yuruyusu yine begenmez. egitim veren uzman jandarmaya daha cok calisilmasi gerektigini tembih eder ve arkasini donup gider. o giderken uzman jandarma albayin arkasaindan o gidene kadar italik bir durus ile bakar. albay tam iceri girdiginde bize donerek;
-simdi arkadaslar, bu dunyada cesit cesit insan vardir, herkesinde birseylere zaafı vardir. kimisi kumari sever, kimisi kariyi kizi, kimisi yarrak sever kürek sever. belliki bu adamda yürüyüşü seviyor. yüriceksiniz arkadaslar!
+ elinde olsa hemen terhis olacak, uzun dönem erler, yanında kısa dönem varken; poşet olarak askerlik yapacağıma, aslanlar gibi 15 ay yaparım der. ama içi içini yer, adam 150 gün yapıyoda, ben burda yardırıyorum diye.
+ ertesi gün ki mıntıkada götünü domaltmak suretiyle kendi toplayacağını bildiği halde, içtiği sigaranın izmaritini yerlere atan salağa asker denir.
+ gece mutfağa patates soymaya gönderilen alt devre, diğerlerinden intikam almak için, otuzbir çektikten sonra elini yıkamadan patates soyar, aynı yemeği kendide yer.
+ bölüğün en salağını tuvaletçi yaparlar, en rahat askerliği o salak yapar.
hepsini yazsam sabah olur. askerliğin başladığı yerde mantık biter.
331.k.d. tertiplerime selamlar
askerdeyim... devriyemi attıktan sonra yatağıma uzanmış kitap okurken bölüm komutanına yakalanıyorum; akabinde komutanın "kimin lan o kitap?!" diye kükrüyor haliyle, kek asker bende "ömer hayyam'ın komutanım" diye cevap veriyorum, komutan ise "akşama ikinizi .... de odamda görecem ulan!" diyor...
odada durumu anlatıyorum...gülüyor o da...beraber ömer hayyam okuyoruz...çok beğeniyor...rubaileri hediye ediyorum ona...okuyorsan şu an beni selam olsun sana gazi yüzbaşı...
far söndür, kontak kapat, araç terk et. yat, kalk, yat sürün. komando dansı. bunları askerlik dışında hiç bir yerde göremez duyamazsınız. tanrımıza hamd olsun değil de allahımıza hamd olsun dedikleri için 250 kişiyi yemekhaneden tekme tokat kovan ve yemek saati boyunca* süründüren uzman çavuş. bunu da başka yerde göremezsiniz. ulan mal uzman ç. bu ordu istiklal savaşında tanrı tanrı diye mi hücum etti? yoksa allah allah diye mi? nasıl bir kafanız var lan sizin.
aylarca size binbir çeşit o...rspu çocukluğu yapan üst devrenizin tehris günü yüzsüz bir şekilde gelip ''kardeş hakkını helal et'' demesi. tehrisini alıp kapıdan çıkıp gider ve sivilde normal bir insanmış gibi insanların arasına karışır ve yaşamını sürdürür. ancak onun gerçekte ne köpek biri olduğunu sadece on on beş kişi bilir ve buda size yaptığı son o..rspu çocukluğudur.
kış aylarında aynı çorabı günlerce giymek , sırf bizim oralardan geldi diye hiç tanımadığın birini sevmek , cep telefonunu neredeyse götüne sokup saklayan adamlar tanımak .
pisuvara sıçan insan. (gerçekten gördüm, insanı değil ama fiilin meydana geldiği pisuvarı.)
150 kişinin aynı anda kalkıp aynı anda yatması.
düdük sesiyle pavlov un köpeğine dönmek.
ördek gibi sempatik bir hayvanın adıyla anılan yürüyüş sonucu o sempatik hayvandan tiksinmek.
düzenli yapılan sabah sporu (illa 1-2 den sonra sallarsınız sivilde. askerde öyle bir ihtimaliniz yoktur.)
5 dk nın eğitim arası istirahatte ne kadar uzun bir süre olduğu.
Haftalarca yıkanmamış erin 5-6 tertibi tarafından zorla hamama götürülüp tuvalet temizlemekte kullanılan araba fırçalarıyla yıkanması. Fırçaların da er gibi pırıl pırıl parlaması, ekibin dönüşte koğuşta elinize sağlık nidalarıyla karşılanması.
