genelleme yapmak istemem ama sivilde 5 para etmeyen adama orada emredersiniz demek zorunda kalıyorsunuz. ama askerlik bittikten sonraki ilk sivil karşılaşmanda ehe ehe diye karşısında sırıtıyor olmanın verdiği hazzı hissetmek mükemmel bir şeydir herhalde. düşünsene özgürsün lan adam hala asker.. cümlenin sonunda çılgınca küfür yazmak istedim ama boyut değiştirmekten korktum.
askerliğimi yaptığım zaman boyunca unutamadığım tek bir olay var.. şimdiki genelkurmay başkanı olan necdet özel yanlış hatırlamıyorsam o zamanlar ege ordu komutanıydı.. bizi denetlemeye gelmişti.. kendisi ile yemek yiyecek 20 tane eli yüzü düzgün asker seçmişlerdi. oturduk yiyoruz ama masada bir ölüm sessizliği.. kaşıkların tabağa çarpınca çıakrdığı ses senfoni gibi o kadar düzenli ve senkronluyduki.. kimse fazladan çın sesi yapmak istemiyordu.. ve ben hayatımda 100 kişinin aynı ortamda olup da hiç bu kadar sessiz olacağını görmemiştim.. içerde 100 kişi var ama çıt çıkmıyor lan.. nefes bile almıyor kimse.. asıl olay ise uçan sinek.. ortam o kadar sessiz ki sanki uçan sinek değil de çift motorlu yük uçağı amk.. pırrrrr pırrrrr.. bu olay sadece askerde yaşanıcak bir olay..
Skorsky gelmedikce sehir merkezine gidemeyen birlikten bir askerin dis agrisi sebebiyle gunlerce beklemesi yanaginin sismesi,balon gibi olmasi gunler sonra sehir merkezine gitmesi fakat askerin agzini acamayacak duruma gelmesi ve askerin yanaginin nesterle acilip disin cekilmesi
yemin töreni provalarında esas duruşta beklerken önümdeki arkadaşın yüzünün çevresinde sinek yada arı gibi birşey uçmaktadır. dolayısıyla refleks sonucu elini yüzüne doğru götürerek kafasını sallar. bunu gören uzman çavuş;
-lan napıyorsun sen?
+komutanım arı gibi bişey vardı ondan hareket ettim.
-o arı senin götüne de girse esas duruşunu bozmayacaksın.
tugay'ın bilimum yerlerine çim ekilmiştir. aynı gün kurmay başkanı yapılan işleri denetlerken bahçıvan ere sorar:
- oğlum ne zaman çıkar bu çimler?
- onbeş yirmi güne çıkar komutanım.
- çok geç. on güne kadar çıksın...
- emredersiniz komtanım!!!