sabah cabucak bir kahvaltı hazırlayıp, cocugunu uyandırıp, giydirip okul için hazırlamak, kocasını uyandırıp kahvesini vermek, o arada gidip 2dk da giyinip makyajını yapıp ailece evden çıkmak. işe gitmek. işten donunce alelacele ortalığı toplayıp yemek hazırlamak. cocukla ve eşle ilgilenmek. sonra bulaşıkları yıkamak. kısaca annelik yapabilmek.
evladı için canını, kanını vermek.
edit:ayrıca, evladı söz konusu olduğunda, yılan fobisi olmasına rağmen gerektiğinde yılanın bile kafasını koparabilmesidir.
evlat 65 yaşına da gelse, sabah kahvaltıda yemediği yumurtayı arkasından hatırlatmak için, kendini balkondan yarı beline kadar sarkıtıp, bağırarak, bütün mahallenin evlada kıçı ile gülmesine neden olmak.
evladın tabağında yarım bıraktığı pilav için 'bak yemessen arkandan ağlar' diyerek, küçücük bir çocuğun, rüyasında kendisini 'beni ye beni yeeee' şeklinde, hüngür hüngür ağlayarak kovalayan, yenmemiş, minik, beyaz pirinç taneleri görmesine neden olmak.
maaş almadan, emeklilik hakkı olmadan, istifa mektubu vermeden, yıllık izine çıkmadan, günde yarım saat uyuyup, öf bile demeden, çocuğunun yediğiyle doymak, gülüşüyle gülmek, hastalığıyla hasta olmak, ameliyathane kapılarında dua etmek, yoğun bakımın merdivenlerinde sabahlamak, bazen de, kalp ameliyatı olmuş yavrusuna zarar vermemek için bir kere bile sımsıkı sarılamamaktır.