kötü bir şey yapıyormuş muamelesi görür etrafındaki kişilerden. olm gözlerine yazık değil mi? mis gibi türkçe dinlemek varken ne uğraşıyorsun la? gibi insanı delirten cümlelere maruz kalır bu kişi. velhasıl vazgeçmez, çevresindekiler de vazgeçmez davasından. bu böyle sürer gider.
oyuncuların gerçek seslerini duyarak daha da etkili olacağını düşünen insandır. istisnalar olabilir. mesela ice age serisini benim gözümde yıldızlaştıran adam bizzat yekta kopan'dır.
bu seneye kadar dublajlı izlerdim filmleri ve öyle daha iyi olduğunu düşünürdüm. sene başında torrent kullanımımı sıklaştırdım film indirirken. farkettim ki filmler alt yazılı daha iyi seyrediliyor. herşeyin hası güzel caanım.
"ben sadece orjinal dilinde, el sürülmemis, maymun edilmemiş, sansürlenmemiş film izlerim" düşüncesini şiar edinmiş insandır. Ya da dil bilgimi geliştiriyorum diye de izleyebilir bu kişi.
yakında sadece ingilizce ya da türkçe ya da italyanca ya da fransızca izleyebilcek olan insandır. çünkü hem çevirisini hemde o dilin telafunu göre duya kısa zamanda sökücektir konuşmayı/anlamayı.
türkler seslendirme de dünyanın en iyisidir derler hep.doğrudur.gelişmiş ülkeler ingilizce filmleri çevirmezler çünkü çoğu bilir.o yüzden bu birincilik kayda değer değildir.dublaj filmler genellikle filmdeki duyguyu yok eder.bunu bilen kişiler sadece alt yazılı film izleyen kişilerdir.
yüzüklerin efendisi bir orjinal dilinde birde türkçe dublajlı olarak izlenirse hak verilecek kişidir. supernatural diziside aynı şekildedir. tnt de bir sefer türkçe dublajlısını seyretmeye çalışmıştım. 10 dakika tahammül edebildim.