ülkemizin demokrasi çıtasını yükselten(!) ak partimizden gelen cumhurbaşkanımızın marifetidir. akp yi demokratik bir parti askerleri tutuklamayı demokratiklik olarak kabul eden yurdum libarellerinin tavrı merak konusudur. http://haber.gazetevatan....tor-adayi/315051/1/Gundem
ahmet necdet sezer zamanında 2 oy alan kişi * de rektör olmuştur ama hiç ses seda çıkmamıştır. abdullah gül zaten rektör atamalarının cumhurbaşkanı yetkisinden alınıp üniversitesi içerisinde seçilmesini önermiştir.
cumhurbaşkanı nın anayasa ile sağlanmış olan demokratik haklarından birisidir .
o değilde ahmet necdet sezer aynısını yapınca "ahh ne kadar laik , tıpkı atatürk canımmm" diyen kesim burda kriz geçirmektedir .
bu tartışmayıda o kesim başlatmıştır zaten. ama işte şu körolası teknoloji yok mu? 2 tık ile herkesin geçmişini öğrenebiliyoruz.
"kesmek lazım interneti falan olmuyor böyle darbe ortamı oluşturulamıyor. halbuki olacaktı 60 lardaki gibi sırf bu 2 oy alanın seçilmesi kısmından bile 3-4 darbe rahat çıkardı" düşüncesi artık yüksek sesle duyulmaya başladı. ama heyhat... teknoloji ezer...
ekşi de hararetle tartışılan konunun uludağ sözlüğe sıçraması durumudur. aslında bu gibi durumlar geçmişte de oldu ve hep seçen eleştirildi. seçen kişi kanunun kendisine verdiği yetkiyi kullanıyor. ona bakarsanız anayasa mahkemesine üye atarken hiç oylama yapılmıyor, cumhurbaşkanı direk atıyor, onlardan haberimiz bile olmuyor. cumhurbaşkanı sürekli olarak en çok oy alanı atarsa bu sefer de bostan korkuluğu durumuna düşmez mi? bir de hayatımız boyunca hiç bir ilişkimizin olmadığı ve büyük ihtimal olmayacağı giresun üniversitesi'nin rektörü bizi niye bu kadar ilgilendiriyor?
ahmet necdet sezer yapınca, "ne kadar normal, cumhuriyeti, laikliği kurtardı" olan, abdullah gül yapınca, "yobazlar, demokrasiniz buymuş demek" olan hareket. bu yüzden doğru mu yanlış mı inceleyemiyoruz zaten.
hükümet işine gelene karışıyor, işine gelene karışmıyor nedense. hakimler ve savcılar yüksek kurulu'na illa karışacağım derken, elektrik zamlarını yapan enerji piyasası kurulu'na karışamayacağını söylüyor. ne gariptir. o zaman bırakın her kurum kendi içinde gerekeni yapsın. üniversiteler de kimi rektör görmek istiyorsa onu görsün. iki oy alan ile 100 oy alan aynı olamaz. o zaman çoğunluğun sesi nerde kaldı. o zaman yüzde 47 ol alan akp de devrilmek istenince bu ülkeyi bitirmek istiyorlar demeye hakkınız yok. iki oy olan adam rektör oluyor onu istemeyen 100'lerce kişi buna uymak zorunda bırakılıyor. olmaz, olmamalı. cumhurbaşkanı milli görüş gömleğini çıkarmadığı gibi akp ceketini de üzerinden atmamış anlaşılan.
OLAYLARI GÖTÜYLE YORUMLAYAN HALKIMIZIN SON NUMARASIDIR. AHMET NECDET SEZER YAPINCA ATATÜRKÇÜ LAiK AYDIN OLUR ABDULLAH GÜL YAPINCA iLGiNÇ OLUR. ZiRA BUNLARIDA AYIPLAMAMAK GEREKiR KENDiLERiNE ÖNDER OLARAK SEÇTiKLERi KAYPAK LiDER KILIÇDAROĞLU DEĞiL Mi SABAH SÖYLEDiĞiNDEN AKŞAM CAYAN ADAM. DERSiMi, GENEL AFI TÜRBAN OLAYLARINI SABAH SÖYLEYiP AKŞAM YUTAN BUNLARDAN DA BAŞKA ŞEY BEKLEMEK YANLIŞ OLUR.
KOMŞUNUN EVi SOYULDUĞUNDA SIRITAN ADAMIN KENDi EVi SOYULDUĞUNDA GÖTÜNÜ YIRTMASINA BENZEMEKTEDiR.
zamanında sezer yapınca dinci paçavralar yaygara koparmıştı.
hala koparır bu et kafalar.
ama aynısını hatta adli suçu olan bir kişiyi bile atayan gül olunca susar bunlar.
ee dinci zihniyet işte. nerede yanlış varsa, rezillik varsa onu savunurlar.
üniversitelerde bu sistem olduğu müddetçe devam edecek olan uygulamalardır.
zamanında hiç oy almayanların da atandığı vaki olduğu için çok şaşırtmamıştır.
zira herkes kendi adamını kollamaktadır.
türkiye'nin acı gerçeğidir; her iktidar kadrolaşmasını yapar.
sezer aynısını yapınca kimsenin gıkını çıkarmadığı hadisedir , ne mahkemeye giden vardı nede "bu mu sizin demokrasiniz? " diyen . haber bile olmamamıştı , sonucunda papa 1. deniz baykal tarafından laikliği onaylanmıştır sezerin , kimse ona karışamaz.
cumhurbaşkanı yetksi dahilindedir. demokratik bir uygulama olsaydı cumhurbaşkanının seçimine bırakılmazdı.
ayrıca kamu üniversitelerini bilirseniz gelen kadro tüm eskileri temizler ve muhalif ses bırakmaz. yani demokrasiyle seçilecek olsa ilk rektör ve onun istedikleri hiç değişmeden binlerce yıl devam edebilir.
isterseniz rektörleri de halk seçsin. sgk genel müdürünü de, vergi dairesi müdürünü de, nüfus idaresi müdürünü de...
seçim sonrası atama yapmanın ne kadar da mantıksız oldugunu gösteriyor bu.madem atama yapılacak neden seçim yapılıyor, e madem seçim yapılacak sonrasında seçilenler arasında atama yapılıyor.çok güç bu ikileme bi cevap verebilmek.
türkiye'deki sistem çarpıklıklarından birinin sonucudur. yerine göre her gelen cumhurbaşkanı yetkiyi bu mantıkta kullandığından/kullanabileceğinden, siyasi meşrebimize göre belli bir cumhurbaşkanını eleştirmekten ziyade, bu konuda mevzuatın değişmesinde yarar vardır.
ahmet necdet sezer zamanında da aynı şeyler olmuş, bununla da yetinilmeyip bazı üniversitelerde seçime bile katılmamış hocaların isimleri köşk'e gitmişti. o zaman buna ses çıkarmayan çakma atatürkçülerin şimdiki uygulamaya ses çıkarmaya hakkı olmadığını düşünüyorum.
