geçmişinde ne yaparsa yapsın bush kadar günahkar ve suçlu olmayan eski ırak dikdatörü. ölümü bana acı vermiştir. sebebi iyi biri olduğundan değildir ki zaten o kadar iyi biri değildi fakat;
dünyanın en adi milleti olan amerikalılar tarafından idam edilmesi aklı başında olan herkese acı gelmelidir. bu durum suçlunun suçluyu asmasıdır. onu idam etme hakkı kendi milletinindi.
(bkz: allah günahlarını affetsin)
bir ölüm daha. kimin umrunda kimin öldüğü veya niçin öldüğü. saddam hüseyin öldü. hem de idam edilerek. hem de amerikan mandasındaki bir hükümetin yargı süreci sonrası.
yıllarca halkına bela olan bir diktatör için üzülmeli miyim? sanmıyorum. ölüm için üzülüyorum ama. bir daha varolamayacağı için. aşık olamayacağı için üzülüyorum. toprak olacağı için üzülüyorum. "toprak olmak ne garip şey anne?" diyen kişi haklı.
toprak olmak ne garip şey?
asil değilmiş kendileri. eğer, gerçekten savunduğu düşüncelerde samimi olsaydı intihar ederdi. tamam diyebilirsiniz islamiyet'te intihar etmek haramdır. biliyorum. yine de asil değilmiş. ve, samimi. yaşadığı hayat çok mu helaldi?
ABD eliyle ölüme giderken hukuken değil ama fiilen bölünmüş ülkesini görerek sanki kendi yaptığı mezhepsel katliamların günahını çıkarırcasına ''Allah-u ekber,birlik içinde yaşayın! '' diyerek son sözlerini sarf etmiş olan idam edilmiş ıraklı liderdir.
idam edilmeden önceki son görüntülerinde; soğukkanlı, ciddi, asil ve dik duruşuyla insanı hayretlere düşüren, ölümü ardına alıp da giden, eski ırak devlet başkanı. büyük türk düşünürlerinden polat alemdar'ın da söylediği gibi;
(bkz: sonunu düşünen kahraman olamaz)
kahpece yargilanip yine ayni kahpelikle idam edilmi$ eski irak devlet adami. bir cok ki$inin du$undugu gibi; kendi halkina zulm ettigi du$unuldugunden yine kendi halki tarafindan tarafsizca yargilanip suclu bulunmasi halinde cezasi verilmeliydi. burasi cok onemli bir noktadir. cunku bu olaylarin ba$langicinda aslinda amerika'nin irak'a giri$inde ki sebepleri arasinda en buyuk puntolarla saddam huseyin yer almakta(ydi). idam edilmesine sevinen ve uzulenler muhakkak vardir. adalet yerini buldu, cekti cezasini diyenlere ellerimin kollarimin yetemeyecegi buyuklukte bir nah cekmek icin yanip tutu$uyorum. hangi adelet? nereden gelen adalet? adalet kurkuyle bir ulkeye girip ta$ ta$ ustunde birakmayan, ulke cocuklarina huzur yerine havan topu hediye eden, analari babalari yakip yikan bir amerika'nin ulkeye ta$idigi adalet tarafindan yargilandi saddam huseyin. belki idam edilmeyi hak etmi$ti lakin bu $ekilde degil. inna lillahi ve inna ileyhi raciun
saddam idam edilebiliyorsa, bush'un hala neden yasadigi sorusunu akla getiren durum. pardon unuttum, saddam diktatördü, bush ise demokrasi va barış savunucusu!
devrik diktatör. abd tarafından yargılanmış ve asılmıştır. ülkesine yaşattığı acılardan çok daha fazlasına sırf petrol için yaşatan abd tarafından yargılanması ise ironinin dik alasıdır, nasıl saddam geçmişte yaptığı hataları doğru şekilde olmasa da ödediyse aynısını muhakkak abd de ödeyecektir, keser dönecek sap dönecek gün gelip hesap dönecektir. asılmadan 1 dakika önceki görüntüsü senin benim kadar sağlıklı idi, korku filan yoktu adamda, acaba bush, dick cheney, wolfowitz, olli rehn gibi şeref yoksunları asılacak olsaydı yüz ifadeleri nasıl olurdu merak ediyorum, umarım onları da görürüm, umarım.
kötü bir adamın ölümünün çok çok daha kötü birileri tarafından olması sevindirici olamıyor maalesef, katili seri katil öldürdü ve seri katil hala dünya'ya ateş püskürüyor. amerikan köpekleri.
bir müslüman ülkenin müslüman yöneticisiyken haçlı misali bir ordu tarafından esir alınmış ve tiyatro bir mahkemenin ardından idam edilmiş, şehadet makamında varabilmiş olmasını gönülden istediğim eski devlet reisi. idamının beni uzun zamandan beri gerçekten üzüntüye sevkeden nadir olaylardan olduğunu açık kalplilikle söylemek isterim. bütün hatalarının ve itham edildiği zulümlerinin hesabı eğer sorulacaksa kendi halkı tarafından sorulmalıydı.
ırak'ın bugünkü durumu muhal farz en kötü ıraklının en iyi amerikalıdan daha efdal, daha iyi olduğunun kanıtıdır bence. şiilerin ve kürtlerin kendilerine yapılanların hesabını sorma isteği ise meşru yönlerine rağmen, amerika ile ortaklık sınırına dayandığı için aşırılık tanımına girdi desek hata etmiş olmayız herhalde.
ciddi üzüntüme rağmen amerika'ya karşı nedense yeni bir intikam hissi de duymuyorum. kontenjan doldu belki de.
öte yandan "Allah'ın zalimleri başka zalimler eliyle cezalandırdığı da malum". ama neticede yine de iyi bir malumat silsilesi olmadan karara varmak zor bu konuda, kaldı ki haddimiz de değil bir yerde insanları cehaletimizle yargılamak. enigmatik tabir ettikleri bir olay Saddam'ın idamı bu açıdan, günümüzün birçok meselesi gibi. ama su-i zann etmemekte de fayda olsa gerek.
