psikosomatik hastalıkların baş müsebbibi, sevgili kılığına girmiş kemirgen, ömür törpüsü de denebilir.
güven vermeyen ve insanı mike hammer gibi hafiye olmaya zorlayan bir kişiyle yaşanan ilişkinin aslında bitmiş olduğunu göremeyip, takip- kontrol-şüphe şeytan üçgeninde çırpınarak batmaktır bu yaşanan. sevginin; sadakat ve güven ile beslenemediği için kangren olmasıdır.
nedense çok sevilir sadakatinden şüphe duyulan sevgili. bunu güçlü imajına ve her an terk edip gidebileceği hissi uyandırmasına borçludur. yarattığı kaygan zemin ile sevenini kendisine karşı daima dikkatli olmaya zorlar.
ustaca yalanların bile yatsı ömürlü olduğu gerçeği, mike hammer ın paranoyak olmadığını ortaya koyduğu vakit, küçük bir sarsıntı ile fay hattı yerine oturur. birkaç artçı sarsıntı ile yıkımın sancıları bir süre daha sürse de zamanla unutulur. bir daha yaşanmaması ümidiyle.
en fazla sevgili olarak kalınacak sevgilidir.
bir yastıkta kocamayasın, onunla nur topu gibi bebelerin olmayadır...
evlilik güzel şey, eğer sadakatinden şüphe duymuyorsan...
çok seversin..ölümüne seversin..en güzel zmanlarındır onunla geçen günlerin ayların yılların.. o kadar seversin ki gözlerin görmez olur. o seni ne kadar seviyordur peki. ne kadar sadıktır sevgisine, sana? bilemezsin. bazen bilmekten bile korkarsın. seviyor o da beni dersin çünkü oda senin ona davrandığın gibi davranır sana. derken birgün bir yalanını yakalarsın ama seni ustaca kandırabilir. çünkü biliyor senin onu ne kadar çok sevdiğini sen de hemen kanarsın. derken bir daha bir daha. her geçen gün sana daha yakın davranır ama aslında çok uzaktır. git gide uzaklaşmaya devam eder. seni kırmak istemez, senin ona duyduğun sevgiden vazgeçmeni istemez.. hayatın en büyük bencilliğidir bu. sen varsındır ama o doyumsuzdur.sadece sevmek ölümüne sevmek ona göre değildir. bağlanamaz korkar..sevmek ona göre değildir belki de..ama sen kabul edemezsin. senin deliler gibi sevdiğin hayatını adadığın 'o' o senin olmayı sadece senin olmayı kabul etmemiştir ve sende artık gitmeye hazırsındır. tüm bu gerçekleri ne kadar kabul etmek istemesen de gitmeye mahkumsundur. onu onsuz yaşamaya mahkumsundur artık....
içten gelen birşeyler sürekli yukarı doğru çıkıyordur, sonra bastırır "bi rahat dur" dersin. böyle sürekli gel git gel git olur. en sonunda ben de adam gibi sevemeyeceğim dersin.