Bağlılıktır. Özellikle eşler arasında olması gereken beşeri hallerin dışında manevi hayatta da imanına sahip çıkmak sözünün eri olmak genel özellik ve gerekliliklerinden dir. Sadakatın sağlanamadığı ortamlarda huzurun olabilmesi hayaldir.
bu özelliğim nedeniyle sevmediğim birine tahammül ediyorum. tabiki sonunda kazık yicem. diğer dostluklarımdaki gibi. yani her zaman iyi bir özellik değil bence.
insanoğlunun barındırdığı en içten duygulardan biridir. Sadakat, bir seçimdir, lakin tutarlı olmak zorundadır. Kişi, sadakatini yansıtmak istediği kişiye/olguya karşı ikilemde kalmamalıdır. Aksi takdirde buna farklı bir tanım yapılır. ikili ilişkilerin en sağlam dayanaklarından biri olmakla beraber, ilişkinin temelinden başlayarak en uç noktasına kadar etkin rol oynar, aslında bu sebepten dolayı “adanmışlık” ile benzerlik gösterebilir. Sadakat, “iyi olanlarla” var olmak zorundadır. iyi niyetin, hoşgörünün, mütevazılığın olmadığı yerde sadakat bulunamaz. Aynı zamanda bir kabulleniş senedidir, tüm bunları yansıtacağınız kişi/olgu sizlerin seçimindedir. Bana göre sadakat, samimiyet adı altında bir araya gelen; minnet, kabulleniş ve istem duygularından sonra vuku bulmalı ya da bu duyguların sağlamlığına paralel olarak vücut bulmalıdır. Sadakat bir seçim olduğu gibi, yoğunluğu ne olursa olsun devamlılığı da bir seçimdir. Lakin bunu belirtirken şu noktalara dikkat etmek gerekir; bu üzerinde durduğumuz konu, ayaklara düşürelerek kıymetsiz bir olay haline getirilmemelidir. Özenle yaklaşılmalı ve özenerek, dikkatlice yansıtılmalıdır. Sadakatinden şüphe duyulan bir insanın bunu tekrar yerine koyması çok zordur, sadakatsiz olduğuna kanaat getirmiş biri bile, karşısına kendisi gibi biri geldiğinde içgüdüsel olarak onu direkt kabullenemez. Hayatımızın orijininde mevcut olan ve bazen unutulmaya yüz tutan, bize “insan” sıfatını veren diğer olgularla birlikte en tepede bulunan bu nadide hissiyatı; bulunduğu tozlu mahzenden çıkarmalı ve hak ettiği parlaklığı kendisine takdim etmeliyiz, zira bu üstleneceğimiz en asil vazifelerden biridir.
hayattaki en büyük erdemlerden biridir. güveni boşa çıkarmamaktır, iyi niyeti suistimal etmemektir ve sevgilin sevgisini hiçbir şeye değişmemektir. en önemlisi de sabit olması, değişken olmaması, ihtiyaçlara göre azalıp çoğalmamasıdır.
natgeo da geçen hafta izlediğim bir belgesele göre, aldatmak ve sadakat gibi kavramlar büyük oranda genetikmiş. ilginç tabi..
işin kalıtsal olan kısmı ayrı tabi ama karakter meselesidir.
insanın, kendine adiliği yakıştırma eşiğiyle,
sevdiğine reva görebildiği kötülük eşiğiyle alakalı bir şey olsa gerek..
karıştırılmamalıdır. sadakat, aldatamayan insanın değil, aldatmayan insanın işidir. o yüzden ''ama ben seni hiç aldatmadım'' diyen kişinin sadakatinden şüphe edilmesi gerekir. çünkü öyle bir şeydir ki bu sadakat, aklınızdan dahi geçmez. yıllarca beklersiniz de söyleme gereksinimi hissetmezsiniz. bilmezsiniz ki aldatmak nedir? bir başkasını düşünmek nedir? sadakat, içten gelen doğal bir şeydir.
bu devirde kaybolmuş bir olgu. bireylerin karakteriyle değil sahip olduklarıyla tartıldığı bir devirde sürekli el değiştirmekte, mal kimdeyse sadakat gösterilmektedir.
yazık çevremde bu kafada bir sürü insan sadakatsiz, basit ve çıkarcı yapılarından kopamayacak. nedeni de herşeyin artık çok hızlı gelişmesi. kazanırken kaybettiğiniz yegane değerdir.
Kadın için duygusallık önemlidir. Kadın doğası duygusallığın olmadığı bir cinselliği kabul etmezken, erkek görsel uyaranlara daha açıktır. Bu yüzden kadın daha sadıktır. Fakat sonuç olarak kadın da erkek de aldatmaya açıktır. Aldatmanın nedeni genellikle özsaygı eksikligidir. Kişi aldatınca kendini daha güçlü ve muktedir hisseder.