güzellik- çirkinlik
iyilik- kötülük
değer vermek- vermemek
gibi kavramları taaa içinde barındıran; anlık zaafların kurbanı olan duygudur.
sadakat sadık olmaktan gelir, sadıklık aitlikten, aitlik sevmekten gelir.
bedensel değil duygusaldır.
herkes için geçerli olan duygudur.
schopenhauer felsefesine göre erkek doğası gereği sadakatsizliğe kadınsa sadakatli olmaya eğilimlidir. erkeğin aşkı ve tutkusu doyum bulduğu andan itibaren azalır ve neredeyse diğer tüm kadınlar , sahip olduğu kadından çok daha çekici gelmeye başlar.erkek sürekli değişiklik arayışındadır.kadının aşkı da daha çok bu andan itibaren artmaya başlar çünkü bu türü korumayı, gözetmeyi ve olabildiğince fazla çoğalmayı öğütlüyen doğanın amacının sonucudur. erkek yeterince kadın bulabilirse eğer yılda yüz çocuk meydana getirebilir.kadın istediği kadar erkeğe sahip olsun, (ikiz-üçüz ihtimalini hesaba katmazsak) yılda sadece bir çocuk dünyaya getirebilir. bu nedenle erkeğin gözü hep başka kadınlardadır; kadınsa buna karşılık tek bir erkeğe sımsıkı sarılır.çünkü doğa ona içgüdüleri gereği ve hiç düşünmeden, gelecekteki doğumun besleyicisi ve koruyucusunu yanında tutup korumaya sürükler. bundan ötürü erkeğin eşine sadakati yapaydır, kadınınki doğaldır; dolayısıyla da, kadının ihaneti nesnel olarak, sonuçları bakımından (doğacak çocuğunun babasını bilmelidir vs. )olduğu kadar, öznel olarak doğaya aykırılığı bakımından da erkeğinkinden çok daha az bağışlanabilir bir ihanettir.
karacaoğlan' ın ayvaz' a ağıtı.. damon'un pythias'a adanmışlığı.. tüm azimlerin, bağlılıkların, yanıbaşına konulduğunda, topunu rastgele birer tanışıklık gibi bırakan tanrısal his.. uzun boylu birşey.. derin birşey..
her insanın bünyesinde barındıramayacağı kutsal bir duygudur. eksikliği pişmanlık yaratır, yürek hırpalar, huzursuzluk verir, değer verdiklerinizi kaybettirir. son nefesinizde, dönüpte geçmişinize baktığınızda sizi 'mutlu' veya 'mutsuz' edebilecek, hayatın en erdemli özelliklerinden biridir!