uydurmadır. sonuç olarak cezası kaldırılmıştır, sicili temizdir. kasmayın, kastırmayın. hem okuduğu şiiri suç olarak görmekte iseniz bu nasıl bir solculuktur?
yeni mi dank etti denilesi bir başlıktır. hani acaba 29 mart çok mu acıttı diyesi geliyor insanın , çaresizlik insanın beynine mi vuruyor ya da? birde şöyle diyorlar aslanım;
(bkz: muhtar bile olamaz dediler) kapak olsun.
hadi şimdi sindirin iyice.
edit:eksile eksile iyice siner.
seçim yenilgisini sindirirken atilan çamurlar, halki galeyana getirici başliklarin bir nüsrasi,
hangi düşünce, hangi sistem, hangi kafa yapisi sırf şiir okuduğu için bir adamin hapise girmesine ve onu suçlu ilan etmesine razi gelir bu düşündürücü..
yıllar sonra 'yandık bittik başbakanım' diyen mersinli bir çiftçiyi protesto eder diye aynı 'hukuk' anlayışı ile gözaltına aldırması bu yüzden oldukça gariptir.
Eğer yıllarca hapis yatmış, sabıkalı bir insansanız milletvekili de olabilirsiniz başbakan da.
Çünkü bir şekilde kalıbına uydurulur her şey.
Ama dedesi amcası dıdısı bıdısı sabıkalı ya da buna benzer herhangi bir kaydı bulunan bir insansanız ve subaylık okulunu, askeri okulu kazanmış dahi olsanız okuyamazsınız.
Bu nasıl bir adalet(sizlik), bu nasıl bir sistem aklı eren beri gelsin.
Lan benim amcam suç işlediyse bana ne bundan. Suç ortağı mıyım da beni bu yüzden yargılıyorsun?
Ne hakla?
Hangi kılıfa uydurarak hem de?
Sıradan insanlar, sizin gibi kılıfı hazırlayıp sonra minare çalamıyor diye mi bu saçmalık?
Artık bu ülkede yaşanan bu eşitsizlikten, bu karmaşadan usandım arkadaş.
Lanet olsun ya.
pek çok makam için geçerli olduğu gibi, başbakanlık makamı da bir aklanma, bir temizlenme, bir ferahlık bulma ve yedi sülaleyi zengin etme makamıdır. elinde güç bulunan bunu mutlaka yapar, hiç çekinmez. bazısı bunu gerçek siyasi yollardan yapar, bazısı da kaypaklıkla yapar.
benim anlamadığım şu aslında; daha önceki siyasilerimizin dini kimlikleri de belliydi. dini değerleri ön planda değildi. tek tük ibadet haberleri gelirdi. çok büyük çoğunlukla allah'tan, kitaptan ve peygamberden hele de inançlı nesilden bahsetmezlerdi. bi kötü bi orta biraz iyi biraz orta götürdüler ülkeyi bir şekilde.
fakat 9 yıldır durum oldukça farklı. dini kimliği olan ve müslüman olduklarını düşündüğüm bir topluluk var iktidarda. dinimizin ahlak değerleri gizli değildir. bilakis çok açık ve nettir. kitabımızda ve peygamber efendimizin hayatında çok ama çok açık şekilde verilmiştir kullara. çok kolaylıkla öğrenilip idrak edilebilir bu ahlak değerleri. toplumsal yaşayışımıza da gayet güzel yön verir. bunların en başında da kulun kula karşı olan hakkı gelir. allah "nasıl gelirseniz gelin ama kul hakkıyla gelmeyin huzuruma" diyor. bu da çok açık. yani burda fıkhi bir gizli anlam ya da felsefi bir alt anlam da yok. çok açık: kul hakkıyla gelmeyin. eee? bu müslüman insanların kul hakkına elleri titreyerek dikkat etmeleri gerekmiyor mu? diğer haramları ya da büyük günahları geçtim. ama kul hakkı başka hiç bir şeye benzemez diye yaratıcının kendisi söylüyor. islamiyet değişmediyse ve müslümanlık aynı müslümanlıksa bu dağları aşan kul hakkı nedir şimdi? ya da belki de hepsinin çetelesini kendileri tutuyordur. hesap kitap meselesi yani. bugün şu kadar hak yedim. benim de şöyle hakkım yenmişti, bu bunu götürür. geriye şu kadar alacağım hak var. hmmm... şurdan biraz hak yiyeyim onu dengelesin. şimdi gideyim birisinin benim hakkımı yemesini sağlayayım ki gidip ben de bikaç kul hakkı yiyebileyim. ya hesap böyle görülmeyecekse yaratanın karşısında?
çokda önemsenmemesi gereken bir durumdur. zira siyaset yapan birinin yaptığı siyasetten kaynaklı gözaltına alınması tutuklanması/hüküm giymesi gayet olağandır.
sırf rte yi ve icraatlarını sevmiyoruz diye böylesi bir durumu görmezden gelmek yakışık almaz. ama bu sabıka hırsızlık-yolsuzluk-haneye/ırza tecavüz gibi yüz karartıcı suçlardan biri ise durum ayrı tutulmalıdır.
