yurdumun evlerinin yüzde doksanında bulunan kıl türüdür. ellerimi yıkayayım hijyenik olayım diyorum ama o da ne, tanımadığım bir kimseye ait kıvrılmış ve sabunun derinine işlemiş bir kıl. ulan hevesim kaçtı. ben senin kıllarını mı temizliycem baba. bunu bana yapma.
bazen görünmez, alırsınız tam elinizi yıkarken poarmağınıza bi kıl dolanır. ulan elimi çeviriyorum çeviriyorum gitmiyo. nasıl dolanmışsa. nerenin kılı bu be? böyle uzun bir kılın sabunun üstünde olması beni korkutur. tiksinirim. ne yaptınız bu sabunla ya hu. el yıkıycaksınız altı üstü.
gerçi bu el yıkama mevzuu artık aşıldı. kalmadı pek normal sabun. sıvı sabunlar bu konuda pek iyi oldu. belki misafirliklerde falan denk gelinir. anca henüz banyo yaparken vücut şampuanı kullanma alışkanlığı pek gelişmemiş bir milletiz. hem sabunun yerini tutmuyor nitekim. köpürsün diye çok sıkıyosun bitiyo hemen. yarı yolda bırakıyo ipne. bu durumda banyoda kullanılan kocaman iri yarı sabuna iş düşer. ah ulan ah. esmer insanlarla aynı evde kalmanın tüm dezavantajları çıkar ortaya yine yine yeniden. sürmeyin şunu kıllı bölgelerinize lan. bezi köpürtün öyle kullanın. burdan babama sesleniyorum;
''bana bak baba o kıllar sana ait. biliyorum. kardeşim daha tüysüz. yemem ben. temizle o kılları, banyo hevesimi yarıda bırakma. öptüm canım, bye. yarın para lazım bi de. 20 kaat yeter.''
