kendisi bir çeşit giacomo casanova dır. aynı gun aynı sehirde 3 ayrı kızla bulusur fakat yakanlanmaz. ama kendisi candır. benim üstadım aynı zamanda kardeşimdir.
--spoiler--
hepimiz bazen birileriyle o kadar yakınlaşırız ki dostluğumuzu ya da kardeşliğimizi hiçbir şey engellemiyormuş gibi görünür. bizi ayıran küçücük bir köprü vardır, hepsi o kadar ama tam sen bu köprüye adım atacakken sana şu soruyu sorsam:"bu köprüyü geçip bana gelir misin?" işte o anda artık bunu istemeyiverirsin, sorumu tekrarlasam öylece suskun kalırsın. o andan itibaren aramıza dağlar ve azgın nehirler girer, önümüzde bizi ayıran ve birbirimize yabancılaştıran duvarlar bitiverir ve bir araya gelmek istesek de artık yapamayız ama o küçücük köprüyü düşündüğünde sözcüklere sığmayacak kadar büyüyüverir gözünde; yutkunur ve şaşar kalırsın...
Kalıplaşmış bir cümle öbeğidir, okadar alışılmış bir durumdur ki; eften püften her pozisyonu saatlerce konuşan maç yorumcuları bile durumu umursamamaktadır.
o ne sevimli yazardır öyle, dışardan gören korkar cüssesinden göktedir saçları ama nasıl sevimlidir, dünyalar tatlısıdır karşınıza geçip size doğruları söylediğinde hatta size evet sen salaksın dediğinde bile bi durup düşünür adama hak verirsiniz. nadir gelen kral adamlardandır.