efendiliği, mahallesinde sevilip sayılması, genç yeteneklere abilik yapması, el öptürmecede kaleye gönüllü geçecek kadar mütevazi oluşu ve daha bir çok unsur.
bir de bursa'ya yanılmıyorsam 2006-2007 sezonunda 70 metrelik bir depar attıktan sonra süper bir gol atmıştı kameralar bile takip etmekte zorlanıyordu sabri'yi.
her maça fırat aydınus gibi ellerini gökyüzüne açarak dua edip çıkması ve o duanın her seferinde onu kurtaracağını sanması.
maç sonu galibiyet sevinci gösterileri sonrası herkes soyunma odasına giderken tribünlere oynaması. formasını çıkarıp üzerinde secde etmesi. galatasaray aşkıyla yanıp tutuşuyormuş gibi görünmesi.
kaç kişi dünyanın en popüler pynun da bir ülkenin hata avrupanın sayılı futbıl klüblerinden birince yıllarca oynayabilir ? adamın yıllardır aldığı ortala yıllık parada belli adama burdan laf edenleri 30 kere satın alır sonra yarı fiatına satar. adam öyle yada böyle hayatında başarılı bir adamdır.
adamın 5 seneden beri genç yetenek olması en vazgeçilmez unsurdur.
bu unsur sabri'nin hiç yaşlanmıcak ve jübile yapmıcak korkusunu yaşatmaktadır.
ayrıca kafası önde koşan aut çizgisine geldiğini reklam tabelalarını görünce anlaması sabri'nin diğer bir önemli unsurudur.
bide her top dışarı çıktıktan sonra orta yaparak harcadığı beyhude çabası yokmu adamı katil eder.
ve her rezil ortasından sonra kafa önde bir boğa edasıyla koşması yokmu ,hele hele kafasını kaldırıp pas atan arkadaşına el çırparak pis pis sıratması yokmu aman allah'ım o nasıl bir unsurdur öyle.
sabriyi sabri yapan en önemli unsur ise mikrofonu pantalonunu sıkıştırıp göbek atmasıdır ,ki bu davranış sıcak havada kazak giymeyle eşdeğerdir.
(bkz: sabri uludağ sözlüğe yazar olsun kampanyası)