başa gelen her türlü olaya hoşgörüyle yaklaşmaktır bir nevi nefis sınamak her insanda bulunması gereken bir özellik olmasına ragmen malesef günümüzde pek bulunmayandır.
biraz zorlu ve yorucu bir süreç olsada zamanla hoşgörünün karsılıgını illaki alıyorsun.
olgunlaşmaktır. bir şeyi elde etmek için sadece kendi yaptıklarının yetmeyeceğini öğrenmek ve dış güçlerin de üzerine düşeni yapmasını beklemektir. hele de sabrın sonu selametse tadından yemez.
Hasbünallahu ve Nimel vekil denerek sabretme esnasında hem sevap hem de güç kazanılabilir.
3 çeşit sabır vardır. Burda anlatılmaz. Anlayan anladı.
Not: Anlayamazsanız eksilemeyin lütfen.
başa gelen sıkıntı ve bela türünden olaylara..inna lillahi ve inna ileyhi raciun deyip sabretmektir..yani allah'tan geldik allah'a döneceğiz...birde kur'an da bize bildirilen sabır ve namaz ile allah'tan yardım istemektir...
Acıya sabredersin adı metanet olur, insanlara sabredersin adı hoşgörü olur, dileğe sabredersin adı dua olur, duygulara sabredersin adı gözyaşı olur, özleme sabredersin adı hasret olur, sevgiye sabredersin adı aşk olur... (Hz. Mevlana)
birşeyi ya da birini çok uzun süre beklediğinizde içine düşeceğiniz durumdur. kaçmak acizlerin işidir ben beklerim diyenlerdenseniz şimdi sakince oturun ve hayal kırıklıklarınızı hazmetmeye çalışın.
doğu toplumlarına ait bir meziyet. batı insanının asla sabrı ve tahammülü yoktur. tanpınar bunu çok güzel özetlemiştir: "doğu oturup beklemenin yeridir. biraz sabırla herşey ayağınıza gelir."
koca bir hayali tam onikiden vurabilmek adına, karanlık bir dileğin içerisinde ve de güneş doğmaz bir zamanda, gözlerini sorulara açıp geleceğin nazına dikmektir. sabretmeyi bilen birisinden korkulmalıdır. sabretmesini bilen kişi etrafına sevgiyi de sunabilir, yıkımı da. "arayın, bulacaksınız! isteyin, verilecektir!" denmiştir.
sabretmeye tutmuş birisinin yüreğinde, en kara kargalar, en yüksek göklerde çığıldar!
sonu selamet olan, koruğu üzüm yapan şey dedikleri. icra edildiğinde; el, yere paralel olarak, burnun altına konur ve " burama kadar geldi." denir. bir sonu vardır yani.
