Kimi bünyeler için çok zordur. Kimi bünyeler içinse çok basittir sabredebilmek. hatta çok sabırlı insanlar için ''sizde peygamber sabrı mı var'' deriz. varın gerisini siz düşünün.
ben burada ilk durumdaki kişi oluyorum maalesef. en basiti beklediğim otobüs iki dakika geç kalsın hemen trip atıyorum.
yaklaşık 3-4 hafta önce sözlükte adeta kan kusmuş ve kafa iznine çıkmıştım. o süreçte buradaki trolleri kafaya takmamayı öğrenmiştim.
geçen hafta çaylak olunca 6 gün boyunca içim içimi yedi yazı yazabilmek için. bu süreçte bayağı yazar mesaj attı. teşekkür ederim herkese. yine bu süreçte tabi ki tatlı tripler attım ve bir nebzede olsa sabredebilmeyi öğrendim. sanırım? galiba. :D
neyse efenim o süreçte bitti ve yine yeni yeniden tüm güzel dost ve yazarlara melaba diyorum. *
şu minnoş kalbimi kırmayın artık sözlükte. lütfen.
istediğiniz bir şey için sabreder iken, sabrın, o meşhur sonunu selamete kavuşturmasının hangi zaman olacağını sizin bilemeyeceğiniz bir şeydir. bu sabrın en sabır kısmıdır işte. sonu ne zaman geleceğinin bilindiği bir şeyin sabrı da zordur ama, onun için o kadar irade gerekmez belli ki. sabreder sabreder iken, o kadar içine kapılırsın ki, sabretmeyi öğrendiğinden sonuca odaklanmayı unutursun. ve bu durumda o sabır daha çabuk sonuçlanır psikolojik olarak.
olgunlaştırır. ama sabretmenin evreleri vardır. iyi olacak bir durumunuz için sabretmenin motivasyonunu sağlayabilirsiniz. mesela ben içmiyorum ama sigarayı bırakmak gibi, zayıflayabilmek gibi, daha da sayılabilir. fakat sabrınızı zorlayan çevre etmenlere, misal olarak patronunuza, fesat arkadaşınıza, gıcık komşunuza veya başka türlü şeytanın vesveslerine sabırlı olmak vardır bir de. işte bu sabır daha hakikatlidir. emek ister, irade ister.
sabretmek için çok şey gerektirir; zaman , katlanmak , beklemek , yapman gerekeni yapmak vs vs. bütün bunlar yapılır, olur. ama sonrasında bütün bunlar için, sabretmek evresi zordur. onun için sabretmeye zor derler. haklı olarak.
koca bir hayali tam onikiden vurabilmek adına, karanlık bir dileğin içerisinde ve de güneş doğmaz bir zamanda, gözlerini sorulara açıp geleceğin nazına dikmektir. sabretmeyi bilen birisinden korkulmalıdır. sabretmesini bilen kişi etrafına sevgiyi de sunabilir, yıkımı da. "arayın, bulacaksınız! isteyin, verilecektir!" denmiştir.
sabretmeye tutmuş birisinin yüreğinde, en kara kargalar, en yüksek göklerde çığıldar!
sonu selamet olan, koruğu üzüm yapan şey dedikleri. icra edildiğinde; el, yere paralel olarak, burnun altına konur ve " burama kadar geldi." denir. bir sonu vardır yani.
