özel bir misyonu var bu adamların. insanın sabrının sınırlarını gösteriyorlar. yüreğin var mı, yok mu bunlarla iletişim kurmaya çalışırken görüyorsun. hep onların dedikleri doğru, senin anlattıklarının hiçbir kıymeti yok. aktardığın somut olayın ve sende uyandırdığı hislerin gerçekliğini bile sorgulatırlar. evren, onların doğruları üzerine kuruludur. kimsenin okumayacağını bilerek yazmak bile, sabit fikirliye laf anlatmaktan iyidir.
+ bu kokteyle bayılıyorum ya. harika tadı.
- tadını sevmiyosun sen aslında. renk cümbüşü hoşuna gidiyor, bi de süslüyor falan. gösteriş tek derdin.
***
+ abi yarım saat kesiştik kızla dün.
- sana bakmıyordur o. etrafına baktın mı? daha yakışıklı biri vardır mutlaka, ona bakıyordur.
+ benden başka kimse yoktu ki.
- arkandaki duvara bakıyordur o, dekora falan.
+ numarasını bıraktı lan giderken.
- orospudur o zaman.
***
+ hiç unutamamış beni. parfümümü sıkıyormuş yastığına uyumadan.
- çok klişe değil mi ya? inandın mı bunlara?
+ ağlıyordu lan.
- soğan doğruyordur o sırada.
+ karşımda oturuyodu, ne soğanı?
- önceden doğramıştır, o sırada aklına gelmiştir.
***
+ yağmur başladı.
- üst kattakiler çamaşır yıkamıştır, onun suyu damlıyordur.
+ en üst kattayız abi.
- güneş enerjisinin borusu patlamıştır, onun suyudur.
+ seni var ya çok...
- değişik sikersin biliyorum.
+ hasiktir ilk defa haklısın!
- hep haklıyım.
uzak durunası insanlardır. siyah beyaz'sa beyazdır onlar için. 4 sayısı 5'se 5. kendi fikirlerinin arkasında durmaları güzeldir belki ama empati özellikleri körelmiştir alıp karşınıza anlaşamazsınız büyük ihtimalle de söylediklerinizi dinlemez, siz konuşurken duvarlara bakması olasıdır. düşündüğüm şey yanlış mı? zararları neler diye düşünmesi acı verir bu fikri sabit kişiler için. kaçınız efendim...
bazen insanın bir fikrinde ısrar etmesi, o fikrin ölümüne diretilecek kadar haklı ya da doğru olduğunu değil, hatta onun bir fikir olduğunu da değil, sadece en kurusundan en keçisinden bir inat olduğunu gösterir.
sözlükte de bir takım insanların bu rahatsızlıkları ''bildiğine inanma'' şeklinde kendini gösterir ve daha sonra ''bildiğim gibidir'' haline dönüşüp etraftaki insanların ''gıcık, orospu çocuğu ya'' şeklinde sevecen(!) cümleler kurmasına neden olurlar. az önce bir yazarla bu konuda tartıştık. aynı gözlemleri yaparak, aynı düşünceye varmamız ile sonuçlanan bir tartışma gerçekleştirdik. sürekli kendi fikirlerini öne atan, başkasının ne dediği ile ilgilenmeyen. doğruda olsa kabullenmeyen bir zihniyete sahip insanların çoğunlukta olduğunu ikimizde kabul ettik. ''bu ak'' dememle ''hayır o ak değil beyaz'' diyen bir güruh var ortada.
sadece sözlükteki bir takım insanları eleştirdiğimi düşünebilirsiniz ama işin aslı öyle değil. aynı evi paylaştığım bir arkadaşımda bu şekildeydi. kabullenmiştim. ne yapayım amına koyim aynı evi paylaşıyorsun, aynı iş yerinde çalışıyorsun, aynı kıza kayıyorsun(böyle bir şey yok işin esprisi) vs. vs. gibi gününün büyük bir bölümünü onunla geçiriyorsun. mecbur olduğunu biliyorsun. tabi daha sonra ayrı ayrı işlerde çalışmaya başladıktan sonra kurtuldum ondan, ama adam bildiğin problemliydi amına koyim. sabah işe gidicez saati kur diyorum ''kurmam walla, kendime yediremiyorum'' diyor.
bir sabah yine geç kaldığımızda bu durumu tartıştık. o diyaloğu aktarayım size.
ben: eko saat kaç? gene saati kurmadın di mi amına çaktığım. ya nasıl bir insansın bak yine geç kaldık. artık patrona, sabah öldüm sonra yeniden dirilirken geç kaldım dersin amcık beyinli. elli kere dedim sana şu saati kur.
sabit fikir: kurdum ben, yeter uzatıp kafamı sikme sabah sabah.
ben: ne kurdun yarram? kum saati mi kurdun? niye çalmadı bu? içine kapanık bir saat mi bu, utangaç felan mı? kursan ölür müsün amına koyim? her akşam yatmadan önce aynı şeyi söylüyom sana.
sabit fikir: kurmadım amına koyim, kurmicamda. insanın yaptığı bir aletin insandan önce uyanmasını hazmedemiyorum. cansız bir aletin canlı birini kaldırmasına tahammülüm yok amına koyim.
ben: kalk amk kalk daha ne sikimi yemeye yatıyorsun? bu akşam o saati ben kurucam sabah inşanlah çalmaz. kalktığımda sikimle kafana vurup uyandırıcam seni am biti.
bu sabit fikirli insanlar sadece can sıksa iyi. insan neslini ilim, bilim, kilim, milim her açıdan, hatta öte dünyasını etkilemeye kadar varan, insanın önce kendisini sonra da kapsama alanındakileri rendeleyen bir sinir etme faaliyetidir.
hayatında bir konu ile alakalı olarak ilk ne duyduysa, onu doğru olarak kabul eden kişidir. bu tip kişilerin önüne döküman getirsen kabul ettiremezsin. allah etmesin.