sabih kanadoğlu ndan akp nin kapatılması uyarısı

entry44 galeri0
    38.
  1. bugünlerde fiiliyata geçmiş uyarı. kendisi de göz altına alınırsa hiç şaşırmam artık.
    1 ...
  2. 37.
  3. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu der ki
    Madde 86- Siyasi partiler, Türkiye Cumhuriyetinin laiklik niteliğinin değiştirilmesi ve halifeliğin yeniden kurulması amacını güdemez ve bu amaca yönelik faaliyetlerde bulunamazlar.
    Din ve Dince Kutsal Sayılan Şeyleri istismar Yasağı
    Madde 87- Siyasi partiler, Devletin sosyal veya ekonomik veya siyasi veya hukuki temel düzenini, kısmen de olsa dini esas ve inançlara uydurmak amacıyla veya siyasi amaçla veya siyasi menfaat temin ve tesis eylemek maksadıyla dini veya dini hissiyatı veya dince mukaddes tanınan şeyleri alet ederek her ne suretle olursa olsun propaganda yapamaz, istismar edemez veya kötüye kullanamazlar.
    Yani neymiş Sabih Kanadoğlu gıcık kaptığı için , uykusu olduğu için veya gözlükleri öyle olduğu için parti kapatamazmış.
    3 ...
  4. 36.
  5. demokrasinin nimetlerinden faydalanarak demokrasinin köküne dinamit koyarak türkiye'yi ortaçağ karanlığına geri döndürmek isteyenlere yapılmış dikkat çekici bir uyarıdır. anlayana çok özeldir.
    6 ...
  6. 35.
  7. --spoiler--
    bir taş attım temiz suya "fışş" dedi
    tayyip çıktı bulandırma "hoşşt" dedi
    yersen meydanlarda karşıma "çık" dedi
    ben sabih'im dervişim "yok" dedi vay vayy

    ampul görmüş sinek gibi vızlanırım oy oy
    tuz melemiş davar gibi nazlanırım vay vay
    --spoiler--
    0 ...
  8. 34.
  9. demokrasinin amiyane tabirle baltalanması isteğidir. geçmişte zat-ı muhteremin katkılarıyla kapatılan partilerin köklerinin şimdiki kötü muhalefet sayesinde kudretlerinin hepimiz farkındayız. rejim tehtidinin asıl kaynağı olan bu tarz kısıtlamalar ve inanılmaz derecede kötü olan muhalefetin bilerek yada bilmeyerek karşına kötü uslubuyla aldığı ideolojidir kanimca. onursal başsavcıda olsa bu onun sacmalamayacağı anlamına gelmediğini bir kez daha görmüş olduk. *
    1 ...
  10. 33.
  11. --spoiler--
    Sabih Kanadoğlu, Türkiye'nin bugün bir çok sorunla boğuştuğunu dile getirerek, "işsizlik, yolsuzluk, ekonomik durumun kötüye gitmesi... Bunların üzerine bir şal örtülmesi gerekiyordu, türbanı seçtiler. Türkiye'de türban sorunu yok, Türkiye'de dinin siyasete alet edilmesi sorunu var" şeklinde konuştu.
    --spoiler--

    nedense su sözleri okuyunca ister istemez hak verdiğim sözlerin geçtiği konusmadir. koyu muhalafetcilik yahut körlestirici iktidarcilik yapmadan su an ki duruma bakıldığı gün geçtikce ekonominin ayvayi yediğini görüyoruz.

    üstüneüstlük gayri menkul gibi geberik bir yatirim temelli ekonomik büyüme cabasinin faturalarini çatir çatir ödendiğini görmemek için metin şentürk olmak gerekir.

    1994 ve 2001 krizi vartasini atlatanlar artik bu durumlara karşi efsunludur. fakat gelmesi muhtemel olan ve üzerimizden silindir gibi gececeği kesin olan krize pek acemi çaylaklar nasil direnc gösterecekler?

    germe politikasini uygulyan ve buna alkış tutanlarla ile mala da davara da faydasi olmayan tartişmalara gark olanlar zannederim şu harcadiklari enerjiyi o vakitler cok arayacaklardir.

    işini bilen çavuşlar bu vartayi atlatir, işini bilmeyen cavuslar ise döner saclarini avuclar...
    5 ...
  12. 32.
  13. 31.
  14. Yüzde 47 akp taraftarları, yüzde 53 diğer partilerin taraftarları.

    yukarıya bakıldığında yüzde 6'lık bir fark görülmektedir. işte bu yüzden, yani demokrasi gereği akp kapatılsa bile haklı olunacak durumdur...
    4 ...
  15. 30.
  16. şahıs gayet aklı başında olup geçmişte de buna benzer tepki çeken ancak sonradan doğruluğu anlaşılan uyarılar yapmıştır.

    başlıkta sözkonusu edilenler, en azından bu nedenle, aklı olanın dikkate alması gerekli sözlerdir.

    bu şahsiyete peşin hükümle yaklaşarak ettiği hukuki ve sosyal açıklamalarla dolu sözlere karşılık olarak mahalle ağzıyla iki satır cevap vermek ya da bu düşünceleri elinin tersiyle itmek akılcı değildir.
    2 ...
  17. 29.
  18. ak partili filan değilim ama ne oluyor lan parti kapatmak. tamam siyasi düşünceniz uymuyor ama bu onları systuralım çbaşımızdan çekip gitsin demek ne oluyor? akp'nin kapatılmasını savunanlar içinde dtp'nin kapatılması gündemde olduğunda demokrasiye sığmaz diye bangır bağıran mutlaka vardır. aradaki fark sadce iktidar olduğundan mı kaynaklanılıyor?
    2 ...
  19. 28.
  20. 27.
  21. 26.
  22. toplumu akp'ye oy verenler ve vermeyenler olarak ikiye ayırmış, bu iki grup kendi içinde homojenmiş gibi düşünen, akp'ye oy vermeyen herkesi türban karşıtı, oy veren herkesi laiklik düşmanı gibi görenlerin onayladığı düşünce.
    bu ülkede türbanlı-türban karşıtı, laik-antilaik, onlar-biz gibi gruplar yoktur, böyle olduğunu düşünen kafasından gruplaşma uydurmadan önce dönüp kendine bakmalı düşmanlık besleyen kim?
    2 ...
  23. 25.
  24. bürokrasinin demokrasi üzerindeki egemenliğini devam ettirme çabasıdır.
    4 ...
  25. 24.
  26. Kapınıza başınızı örtmediğiniz için çarpı çizilince algılanacak olan uyarıdır. Sabih Kanadoğlu bir partiyi kapatmanın çözüm olmadığını bilebilecek kadar birikimli bir hukuk adamıdır. Demokrasi her zaman coğunluğun istediği değildir. Bir anda nasıl da demokrasi yanlısı oluyor insanlar. demokrasi işine gelince kullanabileceğin yıllarca yadsıyıp aa bir demokrasi vardı raftan indirin de dilimize pelesenk olsun denilecek bir kavram hiç değildir. Yüzde 47 tamam da diğer yüzde 53 ne düşünüyor yahu , demokrasi onları da düşünmeyi gerektirmiyor mu ben mi yanılıyorum hımmm sabah kahvemi içmedim ondan oluyor galiba.
    6 ...
  27. 23.
  28. 22.
  29. görüşlerine katılır ya da katılmazsınız ama gerçek olan bişey var ki akp ülkede nerdeyse her iki insandan birisinin oyunu almış bir partidir. herşeyden önce bu fikir, çoğunluğu hiçe saymaktır. kaldı ki azınlık bile olsa parti kapatma gibi, halkın oylarıyla meclise girmiş bir partiyi kapatma gibi demokrasi dışı bir görüşü savunuyor olmak bu darbe yanlısı, parti kapatma taraftarı insanların bakış açısı ile en fazla halk bunun farkında değilse bile bu halk için doğru olandır düşüncesi olabilir. yani çoğunluk bile olsanız sizin için neyin iyi olduğunu biz biliriz ona göre davranırız. bu durumda isterseniz sabih kanadoğlu, vural savaş yada işte bu familyadan birisini başımıza padişah yapalım, onlar bizim adımıza neyin doğru olduğuna karar versinler, ona göre uygulamalar yapsınlar, hiçbir sorunumuz kalmasın ne güzel olur değil mi?
    4 ...
  30. 21.
  31. elinde olsa tek başına anayasa yazabilecek demokrat ~?????
    ~ baş savcı.ak bir gecede kara bir gölge gibi sızmış akp nin üstüne.açılmış akp kapılarının önüne gelere şöyle demiş ;

    (bkz: kapan susam kapan)
    3 ...
  32. 20.
  33. sabihtir ne yapsa yeridir denilesi uyardır.yürü be sabih kim tutar seni. hatta chp hariç bütün partiler kapatılsın.gözlüğüne gurban!!!
    2 ...
  34. 19.
  35. kanadoğlu, tekerrür eden tarihin yargı adamlarının ve askerlerin siyasete burunlarını soktukları zamanlarda ne yazdığını okuyup bizi de bilgilendirse hem kendine hem bize büyük bir iyilik etmiş olur. çünki ben söylesem kimsenin umurunda olmaz ama yargıtay onursal başsavcısı söyleyince işler farklı oluyor.
    2 ...
  36. 18.
  37. Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, tarihten ders almayanların kendileri için tekerrür edeceğini belirterek, tarihte laikliğe karşı gelen iki siyasi partinin kapatıldığını hatırlattı.

    Kanadoğlu, "Siyasi partiler Anayasa'nın ve yasa hükümlerinin içerisinde faaliyette bulunmak zorundadır. Siz bu zorunluluğu bir kenara bırakıp, laiklik ilkesine aykırı eylemde bulunursanız, siz kapatılmayı hak edersiniz" dedi.

    Atatürkçü Düşünce Derneği Kadıköy Şubesi tarafından Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Kampüsü'nde düzenlenen Hukuk ve Siyaset Okulu'nun bugünkü konukları Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ve Bağımsız Cumhuriyet Partisi (BCP) Genel Başkanı, Eski Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mümtaz Soysal'dı.

    Türban düzenlemesine ilişkin açıklama yapan Kanadoğlu, konuyu hem siyasi iktidar için hem de Türk milleti için sonu "tragedyaya aday bir hukuk komedisi" olarak nitelendirdi.

    Kanadoğlu, yapılan değişikliklerin türbanı serbest bırakmayacağının altını çizerek, "Anayasa'nın 10'uncu ve 42'inci maddesinde yapılan değişiklikler aslında doğrudan Anayasa'ya karşı yapılan bir hiledir. Değişiklikler ne türbanı doğrudan doğruya serbet bırakacak bir nitelik taşımaktadır ve ne de ana ilke olan, cumhuriyetin temel ilkelerinin de temeli olan laiklik ilkesini arkadan dolanmaya çalışmaktan başka bir şey değildir" dedi.

    "Bazı rektörler suç işliyor"

    Kanadoğlu, şu anda bazı üniversitelerde kız öğrencilerin türban ile okula girebilmesi ile ilgili olarak ise, mevzu üniversitelerin yöneticilerinin "görevi kötüye kullanma suçu" işlediklerini söyledi.

    Kanadoğlu, "Üniversitelere türban ve başörtüsü sokmamaları gerekir aksi halde durum görevi kötüye kullanmak olacaktır" diye konuştu.

    Kanadoğlu, konuşmasında YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'a da değindi.

    Özcan için, "YÖK Başkanı suç teşkil edeceğini bir an bile düşünmeden rektörlere Anayasa Mahkemesi kararlarını gözardı etmelerini ve bunu uygulamamalarını söyleyecek kadar kendi rengini ortaya koymuştur ve bu kişi bir bakanın 'isterse yapmasın' sözüne dahi bir alınganlık göstermeden, istifayı düşünmeden, aşağılanmayı göze alacak kadar görevine bağlı olduğunu kanıtlamıştır" dedi.

    "Anayasa Mahkemesi iptal edecektir"

    Kanadoğlu'nun bu sözlerini alkışlarla destekleyen izleycilerin bir bölümü de Özcan'ın tavrını protesto etti.

    Yükseköğrenim Kanunu'nun ek 17'inci maddeye 'çene altından bağlanır' ibaresini Türk hukukuna ve yargısına bir "kara leke" olarak betimleyen Kanadoğlu, bu tarifin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edileceğinden en ufak bir kuşku duymadığını anlattı.

    Cumhurbaşkanının bu düzenlemenin önüne geldiğinde yapacağı adımlar konusundaki ihtimallere değinen Kanadoğlu, "Bir daha görüşülmek üzere TBMM'ye gönderilmesi seçeneğini tercih edeceğini sanmıyorum çünkü tabanına ve kendisini oraya getiren iradeye anlatamaz ve bu nedenle bu tercihi seçemez" dedi.

    Sabih Kanadoğlu, Türkiye'nin bugün bir çok sorunla boğuştuğunu dile getirerek, "işsizlik, yolsuzluk, ekonomik durumun kötüye gitmesi... Bunların üzerine bir şal örtülmesi gerekiyordu, türbanı seçtiler. Türkiye'de türban sorunu yok, Türkiye'de dinin siyasete alet edilmesi sorunu var" şeklinde konuştu.

    Tarihten ders almayanların aynı olayları yaşayacağını söyleyen Kanadoğlu, "Tarih onlar için tekerrür eder. Yakın geçmişte iki siyasi parti dini siyasete alet ederek laikliğe karşı geldikleri için ve türbanı savundukları için kapatılmıştır. Siyasi partiler Anayasa'nın ve yasa hükümlerinen içerisinde faaliyette bulunmak zorundadır. Siz bu zorunluluğu bir kenara bırakıp, laikliğe ilkesine aykırı eylemde bulunursanız, siz kapatılmayı hak edersiniz" diyerek sözlerini tamamladı.
    4 ...
  38. 17.
  39. Tamamıyle halkı uyutmak ve bundan otesi olmayacak bir sey icin kullanılan soylemdir.Devletin her bolumunu ele gecirmis bir hukumet ve kadrolasmasini kendine gore yapan bir hukumetin yine kendi oyunlaridir.
    0 ...
  40. 16.
  41. gerceklesmesi gereken bir uyaridir.

    + biraz ileri gitmediniz mi acaba?
    rte: hadi lan! ne ilerisi, hepsi boyle iste!
    + fakat bu gidiste partinizi kapatma durumunda kalabiliriz, uzgunum.
    rte: ya###ami kapatirsin sen, kimi tehdit ediyon lan? al tehditini de git buradan!

    (bkz: akp ye erisim mahkeme karariyla engellenmistir)

    huh? nasil yani? yapamazlar canim.. yoksa? *
    3 ...
  42. 15.
  43. sadece lafta kalan söylemlerdir.
    önemli olan icraattır.
    3 ...
  44. 14.
  45. gelecek seçimlerde yüzde 70 oy oranıyla silip süpürecek olan akp`nin ekmeğine yağ süren tehdit.

    (bkz: e muhtıra)
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük