sabahın şiiri

entry52 galeri3
    52.
  1. elinin arkasında güneş duruyordu
    aylardan kasımdı üşüyorduk
    ağacın biri bulvarda ölüyordu
    şehrin camları kaygısız gülüyordu
    her köşe başında öpüşüyorduk.

    sisler bulvarı’na akşam çökmüştü
    omuzlarımıza çoktan çökmüştü
    kesik birer kol gibi yalnızdık
    dağlarda ateşler yanmıyordu
    deniz fenerleri sönmüştü
    birbirimizin gözlerini arıyorduk

    sisler bulvarı’nda seni kaybettim
    sokak lambaları öksürüyordu
    yukarda bulutlar yürüyordu…
    2 ...
  2. 50.
  3. ...
    Ve madem ki bir gün ölüm mukadder;
    Ben sularda batan bir ışık gibi
    sularda sönmek istiyorum!
    Denize dönmek istiyorum!
    Denize dönmek istiyorum!

    n. hikmet
    1 ...
  4. 49.
  5. Sabah mı etraf karanlık ve can sıkıcı.
    1 ...
  6. 48.
  7. (#529722)

    bir yağmur yağsa da beraber ıslansak.

    ...

    kırk kere söyledim bir daha söylerim

    savaşta ve barışta, karada ve denizde,

    düşkünlükte ve esenlikte

    zamanımız apayrı bize göre

    yanyana olduk mu elele

    aç kalsak ağlamayız biliyorum.
    2 ...
  8. 47.
  9. bundan gayrı hiç benim olmayacaksın belki,
    gözlerin görmüyor işte,
    gökkuşağını göremezsin belli ki,
    beni duymamaya yemin etmişsin sanki,
    bir kadını ölümüne sevmek için,
    beraber olmak şart değil ki.

    aşk münezzehse eğer her hazdan,
    körelmiyorsa eğer aşık fazla nazdan,
    elimden artık bir şey gelmiyor duadan, niyazdan,
    şimdi öpemeyecek miyim yahu
    kiraz gibi dudaktan!
    böyle zifiri bir sevda için,
    beraber olmak şart değil ki.
    1 ...
  10. 46.
  11. Ne zamandır ertelediğim her acı,
    Çıt çıkarıyor artık, başlıyor yeni bir ezgi,
    -bu şiir -
    Sendelerken yaşamım ve bilinmez yönlerim,
    Dost kalmak zorunda bana ve
    sizlere!
    0 ...
  12. 45.
  13. Gelsin bakalım gece sensiz,
    Seni anlatacak bir sokak lambası bulurum elbet.
    Bir şarapçıya denk düşer,
    Kaldırımda dertleşir,
    Sonrada söverim..

    Güneşte öğlene ramak kalmış,
    Işığı sönse, ebedi seni hatırlatacak gece gibi.
    Sonra durmadan söv işin yoksa.
    Yola çıksam, şeritler yansır,
    Her harikulade beyhude bir ölüm..

    Başlangıç gibi, sonsuzluk gibi.
    Hatta hiç doğmamış gibi.
    Arabayı da sattım senin yüzünden,
    Yan koltukta sırıtıp duran siluetin,
    Yapay mutlulukların hatıralarına kalan,
    izdüşümün..
    0 ...
  14. 43.
  15. Yorulmam deme gönül mutlaka yorulursun
    Ortada seyrederken, kenara savrulursun
    Zamanın penceresi çok farklı
    Temmuz'da buz tutarsın, ocak'ta kavrulursun.
    10 ...
  16. 43.
  17. Görüyorsun ya
    Bir sevdayı büyütüyoruz seninle
    sana değiniyorum,
    sana ısınıyorum,
    bu o değil
    bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
    birleşiyoruz sessizce.

    Günaydın sözlük, mutlu sabahlar.
    her şeye rağmen sabah başladı...
    sebeplerine bin teşekkür!
    24 ...
  18. 42.
  19. Biliyorum sana giden yollar kapalı
    Üstelik sen de hicbir zaman sevmedin beni
    Ne kadar yakından ve arada uçurum
    Insanlar, evler, aramızda duvarlar gibi
    Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
    Yalnız seni, yalnız senin gözlerini...

    Cemal süreya.
    1 ...
  20. 41.
  21. Her tomurcuk bir çiçeğin uykusuna,
    Her çiçek bir yemişin kuşkusuna,
    Her yemiş bir böceğin korkusuna,
    Uykusuzca, kuşkusuzca, korkusuzca yürür.

    ÖZDEMiR ASAF
    1 ...
  22. 40.
  23. Ayrılık diye bir şey yok.
    Bu bizim yalanımız.
    Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
    Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun?

    Güneş çoktan doğdu.
    Uyanmış olmalısın.
    Saçlarını tararken beni hatırladın, değil mi?
    Öyleyse ayrılmadık.
    Sadece özlemliyiz ve bekliyoruz.

    Zamanı hatırlatan her şeyden nefret ediyorum.
    Önce beklemekten.
    Ömür boyunca ya bekliyor ya bekletiyor insan.
    ikisi de kötü, ikisi de hazin tarafı yaşantımızın.

    Bir çocuğun önce doğmasını bekliyorlar,
    Sonra yürümesini, konuşmasını, büyümesini...
    Zaman ilerliyor, bu defa para kazanmasını,
    Kanunlara saygı göstermesini,
    insanları sevmesini, aldanmasını, aldatmasını bekliyorlar.

    Ve sonra ölümü bekleniyor insanoğlunun.
    Ya o? Ya o?
    insanlardan dostluk bekliyor, sevgilisinden sadakat,
    Çocuklarından saygı ve bir parça huzur bekliyor,
    Saadet bekliyor yaşamaktan.

    Zaman ilerliyor, bir gün o da ölümü bekliyor artık.
    Aradıklarının çoğunu bulamamış,
    Beklediklerinin çoğu gelmemiş bir insan olarak
    Göçüp gidiyor bu dünyadan.

    işte yaşamak maceramız bu.
    Yaşarken beklemek, beklerken yaşamak
    Ve yaşayıp beklerken ölmek!

    Özleme bir diyeceğim yok.
    O kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası.
    O nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı.
    O tek güzel yönü bekleyişlerimizin.

    insanlığımız özleyişlerimizle alımlı,
    Yaşantımız özlemlerle güzel.
    Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin.
    Bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem.
    Bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz.

    Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam;
    Seni özlediğim içindir.
    Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni;
    Seni özlediğim içindir.
    Yaşıyorsam; içimde umut varsa,
    Yine seni özlediğim içindir.

    Seni bunca özlemesem; bunca sevemezdim ki!

    ümit yaşar oğuzcan
    31 ...
  24. 39.
  25. seni bigüzel giymişim içime gavurun kızı
    bir kurşunda vurdular ikimizi
    gün ışır, yaprak titrer, tohum üşür
    acı güller kızarır hikayemizi.

    (B.r.eyuboğlu-bigüzel)
    0 ...
  26. 38.
  27. jerim bolgon bu taygalar
    akan sular, kayalar
    çakdardan kelgen bu jerim
    çakır ayas tenerim.

    (bkz: altai kai)
    1 ...
  28. 37.
  29. BENDEN SONRA MUTLULUK

    Bunca yıl yaşadım
    Elime ne geçtiyse yitirdim
    Biraz daha yasayacağım
    Yanlız bir şey biriktirdim

    Bir bakış, bir görüş, bir duyu, bir düşünce
    Belki aç kalacağım

    Suçlanacağım ölünce
    Biraz yazdım, artık hep yazacağım

    Hüzünden bas alamadım
    Görünce.

    Özdemir ASAF.
    0 ...
  30. 36.
  31. Bir büyük sır söyleyeceğim sana Zaman sensin
    Kadındır zaman sevilmek özlemi duyar
    Aşıklar eteğinde otursun ister
    Bozulacak bir entaridir zaman
    Perçemdir sonsuz
    Taranmış
    Bir aynadır buğulanan buğuları dağılan
    soluklarla
    Zaman sensin uyuyan uyandığım şafakta
    Sensin bıçak gibi geçen boynumu
    Geçmek bilmeyen zamanın işkencesi oy
    Mavi damarlardaki kan gibi durmuş zamanın
    işkencesi oy
    Hep doyumsuz arzudan daha da beterdir bu
    Daha da beterdir bu
    Sen odada yürürken gözlerin susuzluğundan
    Korkarım hep bozulur diye büyü
    Daha da beterdir bu senle yabancılaşmaktan
    Başın
    Kaçak dışarda ve yüreğin başka bir çağda oluşu
    Sözcükler ne ağır Tanrım anlatırken bunları
    Arzunun ötesinde erişilmez yerlerde bugün aşkım
    Sen şakağımda vuran duvar saatisin
    Sen solumazsan eğer ben boğulurum
    Duraksar ve tenime konar adımın

    Bir büyük sır söyleyeceğim sana Dudağımdaki
    Her söz dilenen bir yoksulluktur
    Bir yoksulluktur ellerin için bakışında kararan
    bir şeydir
    Bundandır sana sık sık seni seviyorum demem
    Boynuna takacağın bir tümcenin saydam
    kristalinden yoksunum
    Şu sıradan sözlerimi hor görme Onlar
    sade bir sudur ateşte o sevimsiz gürültüleri
    yapan

    Bir büyük sır söyleceğim sana Beceremem ben
    Sana benzer zamandan sözetmeyi
    Senden sözetmeyi beceremem ben
    insanlar vardır hani istasyonlarda
    El sallayan tren kalktıktan sonra
    Yani ağırlığıyla göz yaşlarının
    Kolları yana düşer onlara benzerim ben.
    Bir büyük sır söyleyeceğim sana Korkuyorum
    senden
    Korkuyorum ikindilerde seni pencerelere götüren
    şeyden
    Korkuyorum davranışlarından söylenmedik
    sözcüklerden
    Hızlı ve usul geçen zamandan korkuyorum
    senden
    Bir büyük sır söyleyeceğim sana kapıları ört
    Ölmek sevmekten daha kolaydır
    Bundandır yaşamanın sancılarına yönelmem
    Sevgilim.

    Louis Aragon
    17 ...
  32. 35.
  33. benim kelime hazinem çok geniştir, derdim. Senin bir kelimene yetemedim;

    git, ne demekti sevgilim?

    nazım hikmet.
    7 ...
  34. 34.
  35. "Uçak şimdi
    Düşüyor"
    Dedi yanımdaki.
    Düşmenin bilmesem
    inmek olduğunu
    Azerice'de
    Herhalde o saat
    Yüreğime inerdi.

    (bkz: Ataol Behramoğlu)
    2 ...
  36. 33.
  37. Serin rüzgârlara pencereni aç!
    Karşında fecirle değişen ağaç,
    Bak, seyret ağaran rengini ufkun
    Mahmur gözlerinde süzülsün uykun.
    Bırak saçlarınla oynasın rüzgâr,
    Gümüş çıplaklığı bir başka bahar
    Olan vücudunu ondan gizleme.
    Ne varsa hepsini boyun, saç, meme,
    Esîrden dudaklar okşasın sevsin
    Mademki geceden daha güzelsin!

    Ahmet Hamdi Tanpınar
    2 ...
  38. 32.
  39. Adın her sabah uyandığımız gökyüzünün yerini aldı.
    Hangi su olursa olsun
    Yeşil sen bakınca.
    Her gün sen baktıktan sonra
    Bu kadar güzel
    Bu gökyüzü.

    ilhan berk
    14 ...
  40. 31.
  41. ...

    sonra kaldırıyorum başımı,pencere değil,

    sıralı kirpikler gibi çocuk ölüleri.

    insan acısından utanır mı

    döktüğüm yaşlarla zehirleniyorum.

    ...
    0 ...
  42. 30.
  43. 29.
  44. Hayatımın yası.. solan mevsimim.. içimdeki mıh.. kalbimdeki har.
    Adağımdır kırılan boynum. Senindir al!..
    Bu bendeki kağıt kesiği..
    Bu bendeki gün batımı..
    açamayan çiçek.. küskün çocuklar ve göğün bütün yağmurları, hatıramdır al.
    Şimdi yetim bir dünyada, denizini özleyen martılar.
    Kök saldım yokluğuna.
    Beni ancak bir ağaç anlar.

    Hasretle nasıl başa çıkar ağaçlar?
    Ya denizler , nasıl ağlar ?
    Ah bu bendeki sonbahar
    Bu bendeki kırık dal
    Kanımda solan kırmızı
    Kirpiklerimde kar
    Hasretindir yar
    Hiç olmazsa rüyalarda sar.

    Ben sana hep üşüyordum,
    Çünkü kıştım..
    Nakıştım , bakıştım..
    inkar etmiyordum da bunu..
    Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım..
    Ve lütfen inkar etme;

    Sana en çok ben yakıştım..
    Özdemir ASAF
    5 ...
  45. 28.
  46. inanıyorum söylediğini candan söylediğine,
    Ama bugünkü karar yarın bozulur çok kez.
    Hafızanın kulu olmaz kararımız,
    Çabuk doğduğu için büyümeden ölür,
    Nasıl ki ham meyve dalında durur da, oldu mu kendiliğinden düşüverir yere.
    Kendi kendimize verdiğimiz sözü tutmak,
    En çabuk unuttuğumuz şeydir ne yapsak.
    Tutku bitti mi, istem de biter gider,
    Ateşli sevinçler de kederler de yeminleri yakarlar kendileriyle birlikte.
    Sevincin en coştuğu yerde dert en çok yerinir,
    Bir dokunmada dert sevince döner, sevinç dertlenir.
    Madem bu dünya bile yok olacak bir gün sevginin bitmesine insan neden üzülsün?
    Sevgi mi kaderi kovalar, kader mi sevgiyi?
    Daha kimseler çözmedi bu bilmeceyi.
    Düşen büyük adamı en sevdiği unutur,
    Yükselen züğürde düşmanları dost olur.
    Sevgi talihin peşindedir diyecek insan bunca dost görünce büyüklere kul kurban!
    Başı darda olan dayanak aramayagörsün,
    Sözde dost düşman kesilir bütün.
    Ama ilk düşünceme döneyim yine isteklerimiz öyle çatışır ki,
    Kaderimizle bütün kurduklarımız yıkılır gider,
    Düşünceler bizim, olaylar bizim değiller.
    Sen yine bir daha evlenmeyeceğine inan,
    inancın değişir kocan öldüğü zaman...

    William Shakespeare - Hamlet
    6 ...
  47. 27.
© 2025 uludağ sözlük