sabahın şiiri

    40.
  1. Ayrılık diye bir şey yok.
    Bu bizim yalanımız.
    Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
    Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun?

    Güneş çoktan doğdu.
    Uyanmış olmalısın.
    Saçlarını tararken beni hatırladın, değil mi?
    Öyleyse ayrılmadık.
    Sadece özlemliyiz ve bekliyoruz.

    Zamanı hatırlatan her şeyden nefret ediyorum.
    Önce beklemekten.
    Ömür boyunca ya bekliyor ya bekletiyor insan.
    ikisi de kötü, ikisi de hazin tarafı yaşantımızın.

    Bir çocuğun önce doğmasını bekliyorlar,
    Sonra yürümesini, konuşmasını, büyümesini...
    Zaman ilerliyor, bu defa para kazanmasını,
    Kanunlara saygı göstermesini,
    insanları sevmesini, aldanmasını, aldatmasını bekliyorlar.

    Ve sonra ölümü bekleniyor insanoğlunun.
    Ya o? Ya o?
    insanlardan dostluk bekliyor, sevgilisinden sadakat,
    Çocuklarından saygı ve bir parça huzur bekliyor,
    Saadet bekliyor yaşamaktan.

    Zaman ilerliyor, bir gün o da ölümü bekliyor artık.
    Aradıklarının çoğunu bulamamış,
    Beklediklerinin çoğu gelmemiş bir insan olarak
    Göçüp gidiyor bu dünyadan.

    işte yaşamak maceramız bu.
    Yaşarken beklemek, beklerken yaşamak
    Ve yaşayıp beklerken ölmek!

    Özleme bir diyeceğim yok.
    O kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası.
    O nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı.
    O tek güzel yönü bekleyişlerimizin.

    insanlığımız özleyişlerimizle alımlı,
    Yaşantımız özlemlerle güzel.
    Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin.
    Bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem.
    Bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz.

    Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam;
    Seni özlediğim içindir.
    Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni;
    Seni özlediğim içindir.
    Yaşıyorsam; içimde umut varsa,
    Yine seni özlediğim içindir.

    Seni bunca özlemesem; bunca sevemezdim ki!

    ümit yaşar oğuzcan
    31 ...
  2. 43.
  3. Görüyorsun ya
    Bir sevdayı büyütüyoruz seninle
    sana değiniyorum,
    sana ısınıyorum,
    bu o değil
    bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
    birleşiyoruz sessizce.

    Günaydın sözlük, mutlu sabahlar.
    her şeye rağmen sabah başladı...
    sebeplerine bin teşekkür!
    24 ...
  4. 6.
  5. Nereden gelirse gelsin dağlardan, kuşlardan, denizden, insandan, ottan, böcekten, çiçekten.
    Gelsin de nereden gelirse gelsin!
    Bir hişt sesi gelmedi mi fena.
    Geldikten sonra yaşasın çiçekler, böcekler insanoğulları.
    Hişt hişt!
    Hişt hişt!
    Hişt hişt!
    23 ...
  6. 36.
  7. Bir büyük sır söyleyeceğim sana Zaman sensin
    Kadındır zaman sevilmek özlemi duyar
    Aşıklar eteğinde otursun ister
    Bozulacak bir entaridir zaman
    Perçemdir sonsuz
    Taranmış
    Bir aynadır buğulanan buğuları dağılan
    soluklarla
    Zaman sensin uyuyan uyandığım şafakta
    Sensin bıçak gibi geçen boynumu
    Geçmek bilmeyen zamanın işkencesi oy
    Mavi damarlardaki kan gibi durmuş zamanın
    işkencesi oy
    Hep doyumsuz arzudan daha da beterdir bu
    Daha da beterdir bu
    Sen odada yürürken gözlerin susuzluğundan
    Korkarım hep bozulur diye büyü
    Daha da beterdir bu senle yabancılaşmaktan
    Başın
    Kaçak dışarda ve yüreğin başka bir çağda oluşu
    Sözcükler ne ağır Tanrım anlatırken bunları
    Arzunun ötesinde erişilmez yerlerde bugün aşkım
    Sen şakağımda vuran duvar saatisin
    Sen solumazsan eğer ben boğulurum
    Duraksar ve tenime konar adımın

    Bir büyük sır söyleyeceğim sana Dudağımdaki
    Her söz dilenen bir yoksulluktur
    Bir yoksulluktur ellerin için bakışında kararan
    bir şeydir
    Bundandır sana sık sık seni seviyorum demem
    Boynuna takacağın bir tümcenin saydam
    kristalinden yoksunum
    Şu sıradan sözlerimi hor görme Onlar
    sade bir sudur ateşte o sevimsiz gürültüleri
    yapan

    Bir büyük sır söyleceğim sana Beceremem ben
    Sana benzer zamandan sözetmeyi
    Senden sözetmeyi beceremem ben
    insanlar vardır hani istasyonlarda
    El sallayan tren kalktıktan sonra
    Yani ağırlığıyla göz yaşlarının
    Kolları yana düşer onlara benzerim ben.
    Bir büyük sır söyleyeceğim sana Korkuyorum
    senden
    Korkuyorum ikindilerde seni pencerelere götüren
    şeyden
    Korkuyorum davranışlarından söylenmedik
    sözcüklerden
    Hızlı ve usul geçen zamandan korkuyorum
    senden
    Bir büyük sır söyleyeceğim sana kapıları ört
    Ölmek sevmekten daha kolaydır
    Bundandır yaşamanın sancılarına yönelmem
    Sevgilim.

    Louis Aragon
    17 ...
  8. 32.
  9. Adın her sabah uyandığımız gökyüzünün yerini aldı.
    Hangi su olursa olsun
    Yeşil sen bakınca.
    Her gün sen baktıktan sonra
    Bu kadar güzel
    Bu gökyüzü.

    ilhan berk
    14 ...
  10. 27.
  11. 23.
  12. Korkuyorum !
    Günaydın demeye sana !
    Karşılık verebilecekmisin bana?
    Tutabilecekmisin sımsıkı,
    Her elimi uzattığımda?

    Hayaller kurduğumuz yerde,
    Nefesimi tutmuş bekliyorum,
    Nedense ben!
    Sensiz ben i, hiç sevmiyorum.!
    11 ...
  13. 4.
  14. Geceleyin karanlıkta
    Suya attım ben sesimi
    Türkü oldu birdenbire
    Denizinden geçen gemi

    Geceleyin karanlıkta
    Gülümsedim buluta ben
    Saçlarına düşen yağmur
    Gökkuşağı oldu birden

    Geceleyin karanlıkta
    Yıldız tuttum gök içinde
    Işığını sana vurdu
    Bir gül açtı yüreğinde.

    Ülkü tamer
    Geceleyin
    10 ...
  15. 43.
  16. Yorulmam deme gönül mutlaka yorulursun
    Ortada seyrederken, kenara savrulursun
    Zamanın penceresi çok farklı
    Temmuz'da buz tutarsın, ocak'ta kavrulursun.
    10 ...
  17. 10.
  18. Bir kadının dudaklarında değildir aşk.
    Bedeninde hiç değildir.
    Aşk, kadının göz kapaklarındadır.
    Kadın, göz kapaklarında saklar o adamı.
    Ne kadar yanarsa yansın canı, ağlayamaz bazen.
    Sımsıkı yumar gözlerini.
    Adam hep orda kalır.
    Kadın, asla bırakmaz adamı.
    Kadın, asla vazgeçmez ondan.

    -Özdemir ASAF.
    10 ...
© 2025 uludağ sözlük