sabahın körü ve arebesk

entry1 galeri0
    ?.
  1. çoğu insan dinleyeceği müziği seçerken saatin kaç olduğundan bağımsız bir şekilde kulağında hoş seda bırakan müzik türünü çalıp dinlemeye başlar. müzik ihtiyacı, yemek ihtiyacından farklıdır. illa sabahları hafif bir şeyler dinlemek zorunda değildir insan, sabah sabah en ağır şarkıların şiddetiyle dağıtabilir insan kendini. müzik bir yerden sonra alışkanlık haline gelmiştir, varlığı hissedilmez lakin yokluğu göze batar ve ihtiyaç hasıl olur.
    her zaman arebesk* dinleyebilen biri olarak garibime giderdi konfeksiyon atölyeleri; benim gördüğüm tüm atölyelerin ortak özellliğiydi arebesk. her şey değişebilirdi lakin arebesk aynı kalmalıydı.
    bir konfeksiyon atölyesinde çalışan, hayatının yirmi senesini sabah sekiz, akşam yedi arebesk müzik dinleyerek geçirmiş bir adama caz dinlette göreyim seni! senin arebeskten nefretinin kat ve kat fazlasını o fark gözetmeksizin arebesk dışındaki tüm müzik türlerine göstermekten kendini alamaz. o adamın hayatını tanıyan bilen ve dertlerini dillendiren bergen, müslüm, güllü, ferdi... olmuştur. gersi yalandır, acı çekmemiş ve acıyı anlatmayan-anlatamayan bir müzik türü nasıl dinlenir bilmemektedir.
    arebesk konfeksiyon atölyelerinin olmazsa olmazıdır. bir görenektir ve olmalıdır. ama (bkz: sabahın köründe ofiste sibel can dinleyen insan) sen nasıl bir cinssin lan? öl,geber emi!**
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük