tıp, hukuk vs. fakülte öğrencileri için sınav donemlerindeki olmazsa olmaz eylem.
işletme fak. öğrencilerinin batak partilerinde efor sarfettiği rutin eylem.
bilgisayar oyunu oynayarak yapılan, ya da bilgisayara format attıktan ve sorun çıktıktan sonra yapılan eylem. ertesi gün, uyduruk şeyelere çabuk sinirlenmeler, aşırı ve gereksiz neşe, yemek yedikten sonra feci uykunun gelmesi ve uyumak. çok kötü hissetmektir. mutluluktan mutsuzluğun çıkmasına iyi örnektir.
herhangi bir nedenle sabaha kadar insanın uyanık kalmasıdır. genelde öğrenciler tarafından gerçekleştirilir. eğer bir öğrenci eviniz yoksa mekan seçiminiz konusunda dikkatli olmalısınız yoksa kendinizi sabahın saat 6 sında bankamatikte bulabilirsiniz. işin daha da ilginç tarafı bir amca size doğru yaklaşarak acıyan gözlerle ' hocam, çarşı açıldı isterseniz oraya geçin. ' der. siz de acıların çocuğu modunda teşekkür eder ve çarşıya geçersiniz. fakat çarşıdaki mekanlar henüz açılmamıştır ve siz tüm gece alamadığınız uykunuzu çarşıda koltuk takımı olan bir kafede alırsınız. çarşı 3 katlı kafe, restorant gibi mekanların olduğu 3 katlı bir binadır.
vücüttaki uyku hormonlarıyla bas etme iradesinin eylem olarak vuku bulmus halidir. bir gece kolaydır, iki gece zordur, uc gece usta, dort gece hasta işidir.**
gece ilerledikçe saatleri düşünürüm, saatler koştukça bende bir telaş: "eyvah sabah oluyor." olursa olsun ne çıkar? "bu gece de uyumayayım" derim. nasıl olsa sonunda yorgun düşecek, bir de baş ağrısı gelecek hafiften. kalkıp ilaç tutacağım; yeniden böceklere kulak verecek, bir insan sesine hasret öylece bekleyeceğim , gerildikçe gerileceğim...
"gece herkes için gece de
ben gunlerdir uykusuzum "*
başta çok güzel gözükür; güneşin ilk ışıklarıyla birlikte "niye oturdum lan ben" dedirtir insana. ya da güneşe olur isyan, "2 saat daha dur allahsız" diye.
kitabını yazacağım hadise.
üniversiteye başladığımda hiç zorlanmazdım sabahlamakta, aynen okula giderdim, gelirdim akşam üstü uyurdum. aradan 5-6 sene geçti zorlanmaya başladım. gene de vazgeçemiyorum.
genç arkadaşlar umarım, ne var o işte hacı diyorlardır. 30'una kadar başarı ile icra eden var mı bilmiyorum. ama ben yavaş yavaş mağlup oluyorum.
başta herşey çok güzeldir. zaten ders/oyun/film/muhabbet derken, öğrenci adamın yatma saati en aşağı 01.00 olur. en önemli ara 01.00-03.00 arasıdır. bu arada insan, uyuma şansını elinde tutar ve inisiyatif tamamen kendindedir. yani ne kadar erken kalkacaksanız kalkın 02.50'de yatıp kendinizi kasıp kalkabilirsiniz.
öyle böyle derken saat 03.00 olunca akla hemen şu düşer. lan ben sabah nasıl uyanacağım? hemen kafadan hesaplar yapılır ve erken kalkacak bünye görür ki, 4 ila 6 saat arası uyuyacaktır. aslında 6 fena bir rakam değildir. yatılsa uyunur güzelce. ama 03.00 dedim, lanetli bir saattir. saat 03.01 olduğunda başlarsınız yatsam mı, sabahlasam mı? bu düşünce mutlaka, televizyondaki ilginç birşey veya bir oyundaki detay, nette görülen ilginç bir yazı ile bölünür. yaran fıkralar ne komikmiş, şu maç da bitsin de, bu adam şey filminde de yokmuydu yav, derken saat 03.40 falan olur.
işte zavallı öğrenci milletini kandıran en şerefsiz saat gelmiştir.
.....04.00.....(entry saati de bu civarlarda olacak)
saatin dört olduğunu gören bünye, ohoo sabah olmuş der. oturayım bari, yatsam ne olacak.
yalan arkadaşlar yalan.
6 yıldır yalnız yaşıyorum, hep saat 4 olunca ohoo sabah olmuş dedim. yok öyle birşey. sabaha daha çok olduğu gibi, hemen yatarsanız en az 3 saat bebek gibi uyursunuz. mal gibi gezmekten iyidir.
ama hayır, dakikalar ilerler ve şimdi saat 4, az sonra 5 güneş bile doğacak düşüncesi insanı eline alır. kurtulamazsınız, oyuncak gibi oynar sizinle.
herşey güneşin doğması ile açığa kavuşur. güneş yükselirken ardında tepelerin geldi zamanı teletabilerin.(saatin etkisi)
neyse güneş doğmuştur. oh sabah oldu. simit alayım, hatta duş alayım. rahat rahat hazırlanayım diyorsunuz.
ve işte acı gerçek yüzünüze vuruyor. daha gitme saatiniz gelmedi. gelmeyecek bir saati bekliyorsunuz.
burada ince detay şu. siz hep gitme saatiniz olarak uyanma saatinizi düşünürsünüz. halbuki, uyanma, alarm ile cebelleşme, giyinme, mal mal yatakta oturma gibi aktiviteler ortadan kalkınca nereden baksanız yarım saat zaman gelir.
eğer sabah ilk derse falan gidecekseniz gene durumunuz çok ümitsiz değil. dersten verim beklemeyin o ayrı.
ama bir de 9 da otobüs, 10 da sınav gibi daha ileri bir saati bekliyorsanız olacak şudur;
hazırım zaten. şuraya iki dakika uzanayım, hemen kalkarım sonra.
nah kalkarsın. en az 5 saatlik bir uyku seni bekliyor.
akıllı olun, şerefsiz 04.00'un oyununa gelmeyin. şu an saat 04.20, yatsam sabah kalkana dek kaç saat uyurum ama bir saat sonra ezan okunur artık sabah olur diye kendimi kandırıyorum.
ve hamlemi yapıyorum..ben yatıyorum.
spontane vuku bulmuş değil de planlı programlı yapılıyorsa sabahlamak için gözden geçirilmesi geçeren en önemli şey yeterince sigaranız olup olmadığıdır. baktın sigara az zıbar yat hiç girişme bile. sigara var mı o halde çay-kahve olup olmadığına bakabiliriz. çay kahve uykuyu kesmesi için değil sigarayla güzel gidiyor diye. sabaha kadar su içecek değilsiniz ya. a dolap bira dolu diyorsanız, adresi verin beraber sabahlayalım.*