öcalanla müzakere masasına oturan bakan?
kaynak fırat haber ajansıdır ki bu ajans pkknın en önemli iletişim organıdır.
pkk kandil önderi murat karayılan, önceki gün bu ajansa şu ifşaatları yapıyor: tc ile imralıda yapılan barış görüşmelerinde sadece mit yetkilileri değil, hükümet yetkilisi de vardı. yapılan görüşme ve toplantıların bazıları 3 gün sürdü. protokol teklifi 10 mayıs 2011 tarihinde devlet tarafından bize iletildi.
evet yapılan açıklamanın özeti aynen böyledir!
sakın murat karayılanın yaptığı bu açıklamanın kıymeti harbiyesi olamaz demeyin, bu isim halen pkknın fiili önderidir ve osloda yapılan mit - pkk müzakerelerinde perde gerisinde son sözü söyleyen adamdır.
işte bu karayılan müzakerelerin protokol yapma noktasına kadar geldiğini ve işin içinde hükümetin de olduğunu ifade ediyor.
murat karayılan isim vermiyor lakin hükümetten de isim vardı açıklamasını özellikle yapıyor!
daha önce taraf gazetesine mektup yazıp oslo ve imralı müzakereleri ile alakalı olarak açıklama yapan ve hiç kimse tarafından yalanlanmayan karayılanın bu son ifşaatı, akp iktidarının pkk ile gizli ilişkiler ağının son vesikalarıdır.
şimdi cevaplanması gereken soru hükümet kanadından kimin bu müzakerelere katıldığıdır?
seçim öncesi bu tür şayialar dillendirildiğinde, bunu söyleyen alçak ve şerefsizdir diyen başbakanın bu tablo karşısında derhal bir açıklama yapma zorunluluğu vardır.
öyle çünkü 2002de sıfır noktasında olan pkk terörünü bugünkü zirve noktasına taşıyan tayyip erdoğanın pkkyı siyasi muhatap kabul eden ve onunla müzakere masasına oturan tutumudur. eğer bu yapılmasa yani habur ve oslo gibi rezilliklere imza atılmasaydı, pkk şımaramayacak ve mehmetçiklerin cenazeleri ardı ardına gelmeyecekti.
anlayamadığım şey muhalefetin ama özellikle de mhp müdürü pardon genel başkanı devlet bahçelinin bu meselenin üzerine neden gitmediğidir.
öyle ya şerefsizlik ithamı başbakan tarafından mhp liderliği ima edilerek yapılmıştı. hal bu iken hakikat ortaya çıktığı halde bahçelinin bu konuyu pas geçmesi kendisi için yapılan müdür yakıştırmalarını mı doğruluyor acaba?
devlet bahçeli böylesine hayati ve seçmende karşılığı olan bir konuda akp ile başbakanı köşeye sıkıştırmış iken onun bütün bunları pas geçip,şehit cenazelerine tepki göstermeliyiz diyen kendi milletvekili prof. yusuf ziya irbeçi ihraç etmek istemesi zihin bulandırmıyor mu?
sadece onlar da değil!
taraf gazetesi önceki gün bahçeliyi bravo başbuğ manşeti ile selamlarken diyarbakır belediye başkanı osman baydemir de bahçeliyi öve öve bitiremedi. ne oluyor, anlayan var mı?
ergenekon hakimler, kimi dinler?
bülent arınç önceki gün deniz feneri sanıkları için verilen tahliye kararını değerlendirirken, dilerim benzer tahliyeler ergenekon ve balyoz davalarında da olur mealinde şeyler söyledi.
arınçın altını çizmek istediği husus tutuksuz yargılamadır ki bu istem yerindedir.
gerçekten de uzun tutukluluk süreleri özellikle ergenekon ve balyozda cezaya dönüşmüştür.
ortada somut zerre bir delil olmaksızın tamamen kurguya dayalı komplo teorileri ile insanları yıllarca hapiste tutmak değil hukuk devletlerinde, kanun devletlerinde bile söz konusu olamaz. realite bu lakin tablo ortadadır.
peki bu niçin mi oluyor?
yargı siyasallaştı da ondan!
ergenekon ve balyoz davalarında eğer siyasi bakış değil de hukuk egemen olsaydı tek bir kişi bile tutuklu olmazdı zira dedik ya ortada işlenen tek bir cürüm ve suç aleti bile yok!. hiçbir kurum ve şahsi töhmet altına sokmak istemem ama tayyip erdoğan uzun tutukluluk sürelerini bir kez olsun şöyle bir eleştirse zerre tereddütüm yok tahliyeler ardı ardına gelir! ne dersiniz yanılıyor muyum?
abd istihbaratı?
neymiş efendim abd bizim stratejik müttefikimizmiş!
başka?
onunla model ortağı imişiz!
başka?
natoda ortağımız, bopta patronumuzmuş!
bütün bunlar eşittir istihbarat paylaşımını getiriyormuş!
iktidara sorsanız abdli dostlarımız bölgemizdeki istihbaratını türkiye ile paylaşıyor !
peki doğru mu bu?
yahu bu nasıl bir istihbarat paylaşımıdır ki, pkk yüzlerce eşkıyası ile 8 ayrı birliğimize saldırırken uydularla böcekleri bile izleyebilen abd bunu görmüyor ve haber vermiyor!
sevgili melih aşık yazdı. merhum kaddafiyi nevadadan yönlendirilen insansız uçakla görüp bombalayabilecek teknolojiye sahip abd pkkyı izlemekten mi aciz!
güldürmeyin beni abd görüyor ama haber vermiyor zira paxamericana aslında türkiye ile değil pkk ile istihbaratını paylaşıyorki, pkknın son saldırıları da bunu teyid ediyor!
uğur dündar gitti, sıra onlarda!
akp ile medyada kıyım devam ediyor.
kıyıma yıllar önce bizden başlanmıştı ve akp karşıtı diye işimizi kaybetmiştik.
bizimle beraber süreç hızlandı ve akpyi eleştiren kim varsa bir bir kapıya konuyor!
bunların bazıları yukarıların talebi, bazıları da patronların yukarılara yaranmak istemesi ile oluyor.
son olarak uğur dündarda işsiz kaldı.
doğan gurubu dündara, sana göre işimiz yok diyerek güle güle dedi.
belli ki aydın doğan büyük vergi cezası bağlamında maliye bakanlığı ile uzlaşma masasında iken haberde objektif olan dündarı daha fazla taşıyamayacağını görmüştür.
emin olun bu son değil!
dilerim yanılırım ama sırada bu isimler var:
yılmaz özdil, can ataklı, melih aşık, hasan pulur, güngör ve ruhat mengi, yalçın bayer, mustafa mutlu, can dündar, ruşen çakır ve mehmet y.
not: yazarın(s. önkibar) bu gün, gerçek gündem de olan yazısı.
yeniçağ gazetesinde kaleme aldığı "akp gitmezse, 6 ay içinde bunlar olacak" başlıklı yazısı ile oldukça karanlık ve çarpıcı bir gelecek portresi çizen yazardır. türkiye'nin doğrudan bölünme tehdidi ile karşı karşıya olduğunu ileri sürmekte.
mangal gibi bir yürekle, çok akıllı ve çok zeki yazılar yazıyor. ulusal kanalda her cumartesi günü, saat 21-23 arası
program yapıyor. televizyonda bu kanalı bulamazsanız internet'den 'ulusal kanal' yazıp izleyebilirsiniz.
Medya sektöründe bütün zamanların gelmiş geçmiş en kaliteli yalakası, yağdanlıkçısı ve rüzgar ne taraftan esiyorsa o tarafın borazanlığını yapan şahsiyeti.
kesinlikle tutmayan saçma sapan komplo teorileri üretip, düşüncelerini tam olarak anlatmadan "bu bir felaket,bu işin sonu hayır değil" gibi iç karartıcı nitelemerde bulunmaya devam ettikçe 2. değil 3. sınıf gazetelerde yazmaya devam edecek köşe yazarıdır.
genelkurmay başkanı'nın dün yaptığı kamuoyunu bilgilendirme toplantısında genelkurmay başkanına sorduğu orduyu hükümete karşı kışkırtma amacı güttüğü açıkça belli olan soruyla utandıran yazar. ergun babahan ve nazlı ılıcak bugünkü yazısında bu durumu ağır bir şekilde eleştirmiştir.
kendi gazetesinin berbat durumunu görmeden taraf hakkında "tirajı 30bin in altında bir gazete" buyurmuş, sonra da tsk'yı tahrik etmeye çalışarak "şunlara müdahale edin, kapattırın, başlarına yıkın" demeye getirerek alenen bir kuruluşu hedef göstermeye kalkışmış, adına gazeteci denen bir tür canlı. başarısız bir kopya...
bugünkü yazısında süleyman demirel'le recep tayyip erdoğan'ı kıyaslamış ve kimin türkiye'yi ezdirmeyen siyaset yürüttüğünü tespit etmiş yeniçağ gazetesi yazarı
birçok gazeteciden nitelikli olmasına ve kimi yazılarında bunu yansıtmasına rağmen yaklaşık 3 senedir her söylediğinin tersinin çıkmasıyla beni güldürmeye başlayan yazar. yalçın küçük'ün ardından ulusalcıların en büyük komplo teorisyenlerinden biri.
edit: ayrıca bugün dtp'lilerle ilgili yazdığı yazı nedeniyle tebrik ettiğim yazar.
12 mayıs tarihinde yazdığı yazı nedeniyle tamer korkmaz'ın diline dolanan yeniçağ gazetesi ankara temsilcisi. önkibar 12 mayıs tarihli yazısında ak parti binde bin kapatılacak ve ak parti kadrosu kesin tasfiye edilecek gibi kehanetlerde bulunmuştu.
yeniçağ gazetesi yazarı. sözlükte selahattin önkibar başlığında entry girilmiş altına da sebahattin önkibar şeklinde bakınız verilmiş gazetecidir aynı zamanda. *