öğrencilerine komünizmi sevdirdiği ve editörü olduğu gazetlerde imzasız makaleler ile sert hicivlerde bulunduğu gerekçesiyle çok sık gözaltına alınmış edebiyatçı. inandıklarından asla vazgeçmemiştir, hatta öldürdüğü sırada, hayata geçirmek istediği hayallerini anlattığı söylenmektedir. mezarının yeri asla bulunamamıştır.
Mustafa kemal ataturk'u ve onun donemindeki Rejimi agir bir dille ki hakaretamiz bir dille desek daha dogru olacaktir buna elestirdigi bir manzumesinden dolayi 1931 senesinde 14 ay hapis cezasina carptirilmistir. Cezasini konya cezaevi'nde cekmistir.
Yazdigi o meshur manzumenin iki misrasi aynen soyledir ;
" Ismet girmedi mi daha kodese "
" kel ali'nin boynu vurulmus mudur ?"
Misralarda ismi gecen kisiler 1. ve 2. inonu zaferlerinin baskumandani ismet inonu ve ayvalik'ta yunanli'lara ilk kursunu atan askeri birligin kumandani Ali cetinkaya'dir.
Cezaevinden saliverildikten sonra issiz kalmis, milli egitim bakanligi'nda ise girmek icin basvurmus, fikirlerini degistirdigini ispat etmesi istenince Mustafa kemal ataturk'e ithafen " son askim" isimli bir manzume yazip yureginin haddi zatinda Ataturk ve o'nun rejiminin askiyla yanip tutustugunu ilan etmis ve ise alinmistir.
atatürkçüdür, cumhuriyet ilke ve değerlerine sıkı sıkıya bağlıdır ve yüzde yüz anti-emperyalisttir. bu nedenle de atatürkçüür. hangisi önce gelse farketmez, yani anti-emperyalisttir dolayısıyla koyu bir ataürkçüdür. ya da tam tersi.
sosyalist olmak ya da komunizm hayalleri kurmak atatürkçülükle çelişmez.
inönü'ye bir zaman kızmış olabilir, doğaldır. inönü bildiğiniz gibi atatürk'e karşı birçok fikri olan, onu kıskanan aslında yararı olduğu kadar zararı olan biriydi (sivil hayatta).
düşünceleri nedeniyle rahat huzur görememiş, ilerici, aydın şair-yazar-öğretmen. aldırma gönül ve geçmiyor günler mahpusların milli marşı mertebesindedir. melankoli ve eskisi gibi adlı şiirleri ali kocatepe'nin dehasıyla klasik şarkılar haline dönüşmüştür. hepsi iyidir güzeldir ama hikayeciliği şairliğinden çok çok daha iyidir. özellikle içinde leylim ley'in geçtiği''ses''adlı hikayesi bambaşkadır.sabahattin ali ve arkadaşının ünlü bir tenor olabileceğini düşündükleri yol işçisi sivaslı ali'nin hikayesi yürek burkar. tasvirleri çok güzeldir(türkü söylerken ali'nin şişen kızaran ve damarları belirginleşen boynu o kadar iyi betimlenir ki ferhat göçer'i şarkı söylerken gördüğünüzde kafanızda ali'yle karşılığını bulur).ses dışında kağnı, gramofon avrat,hasan boğuldu ve kuyucaklı yusuf mutlaka okunması gereken eserlerinden bazılarıdır.
(bkz: aldırma gönül) dönem iktidarı için yazılmış bir sitemdi. dönemden kastımız: chp'nin ilk yılları. o zamanın ikidarı tarafından hapse atılmış bu öğretmen/yazar, en bilinen şiirini onlara ithaf etmişti ama şimdi nasıl bir muammaysa o dönemin günümüze uyarlanmış kişileri, aldırma gönülü marş bellemiş durumdadır. eskiden senin ideolojine karşı yazılmış olan, şimdi nasıl seni anlatır oluyor? *
"Dünyanın neresinde bir gerilik varsa dört elle sarılıyorlar. Hür ve efendi bir milletin içinde yaşadıklarını unutup uşaklara dalkavukluk ediyorlar. Ankara'nın bir camisinde beş on ihtiyar bir hacı babanın eteğini öpünce utançlarından yere geçecekleri yerde sinsi ve memnun gülümsüyorlar. Çünkü onların kanaatlerince, bu millet ne kadar uyuşturulursa, kendi hakedilmemiş emeklerini o kadar emniyetle yiyeceklerdir." diyerek yeşil sarık hayranlarına gönderme yapmıştır.
Ataturkcu falan degildir. donemin halk partisi iktidarinin yuru ya kulum dedigi komunistlerden biridir.
Alman dili ve edebiyatini ogrenip donuste almanca ogretmeni olmak icin acilan sinava girip kazanmis ve almanya'nin yolunu tutmustur. fakat orada bir takim cinsi sapiklik mahiyetinde huylari oldugu anlasilmistir. bunun uzerine bu tip durumlara pek de musamahali yaklasmayan hitler rejimi kendisini sinirdisi etmistir.
komunist faaliyetlerinden oturu bulgaristan'a kacarken sinirda linc edilerek oldurulmustur.
nazım hikmet ran'ın akrabasıdır. çok saygın bir düşünür, yazar, şair olmakla birlikte atatürkçüdür. onun için bir faili meçhul, onun için aydınlatacağı yol kısaltıldı ya zaten.
ulkelerden bir ulkede, unutulmus bir sehrin kucuk bir kutuphanesi karistirilirken rusca sabahattin ali kitabi bulunur, nese kaplar insanin icini. bozuk parasi olmadigi icin para odemeden giden adamin arkasindan huzunle bakinirken bulur insan kendini.
Sinop cezaevinde yatarken herkesin bildiği aldırma gönül şiirini yazmıştır. çok yönlü bir kişiliktir. ülkedeki farklı görüşlerin bir arada bulunamamasına örnektir öldürülmesi.
öyküleriyle hem kendisine, hem de kendisini bana tanıtana aşık eden, şey hayran bırakan yazar. of allam, özgür, şey yani öyküleri çok güzel. o bizim "sebo"muz.
''..muhitinin senelerce sabırlı bir çalışma ile vücuda getirdiği sahte şahsiyet, asıl hüviyetinin başkaldırmasına meydan vermeyecek kadar kuvvetliydi; gibi mükkemmel bir cümle kurmuş yazar.