osmanlı zamanındaki alışkanlık böyleymiş. kahvaltıda bir çorba içilir veya içi çökelekli bir dürüm ile idare edilirmiş. yemek yeme alışkanlığı günde iki öğün ile sınırlıymış. birinci öğün sabah, kuşluk zamanı ikinci öğün de akşam ezanından sonraymış. geçmişte atalar tam doktorların tavsiye ettiği şekilde beslenirmiş.
yurtta kalırken kahvaltı da çıkardı daha doğrusu bi gece öncesinden kalma çorbaları verirlerdi. bazen mecbur kalırdık yemeye. o yüzden hala fazla sevmem.
bide tüm çorbaların tadı aynı oluyodu ya
(bkz: mercimek tarhana ve domates çorbası nasıl aynı olabilir)