benim için küfür etmeye başlamanın alarmıdır. yaa biraz daha biraz daha derkennnnn derse geç kalınır. her seferinde milletin "yinemi sen?!?^!^+?" bakışlarına maruz kalınır. ***
"10 a kadar sayacağım, tamam ya son 10 saniye işte, sonra hoooop diye atlarım yataktan" denilen ancak, bir sabah da çalmaz olası o saatin çaldığı vakitte uyanılamayan an..
o sesi gündüz uyanıkken bile duysanız artık sinirlerinizi zıp zıp zıplatan kabusun sesidir. duyar duymaz sabah ne kadar sinirinizi bozdugunu hatırlarsınız. (bkz: pavlovun köpegi)
en güzeli saat çaldıktan sonra bunu hiç olmamış farzedip uyumaya devam etme anıdır, sırf bu zevke varmak için çalar saati sabahın körüne bile kurarım ben.
isyan ettiren rutininin bir kez daha başladığını, kentin gürültüsü ve korna sesleri arasında kaybolmaya, insanın hazır olması gerektiğini belirten an.
aslında insan, sorumluluğunun tam tersine gitmek ister bazı zamanlar. çalar saat çalınca üstüne eşorfmanlarını giyip, eline kitabını alıp, arabasına bindikten sonra ıssız bir deniz kıyısına kadar gidip, önce bas bas bağırmayı, ardından denizden gelen ve yüzünü yalayan hafif rüzgar eşliğinde kitabını okumayı ister.
ve... çalar saat çalmaya başlar. yine işe gitme vaktidir.
nokia versiyonu için "sinir bozucu ilk bip" sesiyle gözlerin açılmasıdır. o kadar tahammülsüz bir alarm çeşididir ki çalmaya devam ettikçe inatla uyumaya çalışmak imkansızdır*.
çalma yerine göre değişir.uykudan uyandırdığı için uyku bölen, uyku bölücü sestir ve çalmaya başladığı an yeni uyanan insanın kalp atış ritmi artar. gereksiz bir heyecan ve korku yaşanır. alarm heleki titreşimliyse daha beterdir.
gercekten uyanılması gerekenden yarım saat kadar erken bir vakitse hiç yoktan şukela andır. "hmmff daha erkenmiş" diyerekten uykuya devam etmenin tadı hiçbir seyde yoktur.