valla geceden içkinin dibine vurmuş haydar emminin sabah uyanırkenki hali, neyşını coğrafikteki belgesellere konulacak cinste olduğundan her daim katılamayacağım önermedir.
sabah çalar saatin iğrenç melodileri eşliğinde gözlerini açar.
kalktığı yatağın ucuna oturup gözleri ovuşlar.
iki kolunu birbirinden paralel tarafa doğru açar ve esneyerek gerilir.
daha sonra gözlerini hafifçe açar ve etrafa boş boş bakar.
gece sıcak olduğu için boxer ile yatmıştır.
kalkar ve duşa doğru gider.
duşa geldiğinde tek eli ile popo kısmından başlayarak bir harekette boxerı aşağıya indirir.
duşa girer ve çıkar.
lacivert beyaz havlusunu beline dolar ve evin içinde bir tur atar.
buzdolabından su alır ve bardağa doldurur.
bardağa doldurduğu suyun bardağa uyguladığı buharımsı su taneleri kadar, kaslı vücudundan aşağı doğru akan damlaları kafasından aldığı havlu ile kurular.
yatakodasına girerken belinden havluyu yere bırakır ve üstünü giyip çıkar.
içinde parça tesirli ketçap şişesi patlamış buzdolabı ile otobanda arabanın altında ezilmiş sıçan arasında bir seksiliktir. Dadundan yinmez. Eşine her sabah tövbe çektirir....
(bkz: senin yüzüne ne olmuş)
biz annemize daha odaya girmeden uyandırılmasını öğretemedik mk. bazen şaşıyorum kendi kendime soruyorum "lan bu kadın babamınkini sabah hiç kalkık görmedimi" diye. yoksa anne evladının sikini görmeye meraklı değildir heralde? değildir desenize piçler.
gözler şişmiş kan çanağı.
ağız yapış yapış. hatta köpek leşi gibi kokuyor.
yastığa çeyrek galon salya sıvanmış
dizleri çıkmış pijama.
çamaşır suyu damlamış tişört.
çadırı kurmuş sabah ereksiyonu.
saç baş birbirine girmiş.
her sabah yataktan " lan sikerim sabahını da güneşini de, siktiğimin gezegeninde her gün sabah oluyor amına goyim!" diye uyanan bir varlık ne kadar seksi olabilir!?