hem mevsimden hem de istanbul'da yaşıyor olmaktan kaynaklı bir sorundur efendim. sabah kalktığınızda üstünüzden tanker geçmişçesine bir ağırlık ve yorgunluk hissedilir. Kaldi ki hamallık bile yapılmış olsa böyle bir yorgunluk yaşayamaz bünye. mevsimlerin özellikle bu yılı geriden takip etmesi sürekli gel-git halinde olması istanbul'un kirli havasıyla da birleşince bünyeleri geçmeyen bir kronik yorgunluk ve uykusuzluk sendromuyla başbaşa bırakmaktadır.
iş günlerinde sıkça yaşanan durumdur. çalışılmayacak olan pazar sabahı ise zınk diye 7.30-8 gibi gözlerin açılması ise tam bir kabustur. murphynin kulakları çınlatılır.
ailesiyle beraber yaşayan ve oturma odasında uyuyan bekar erkeklerin tamamına yakın bu durumdan muzdariptir. baba muhtemelen emekli olmuştur ve sabah namazından sonra biraz yürüyüş falan derken, karga bokunu yemeden haberlerini izlemek için oturma odasına dalar ve zapinge başlar.
sonrası hep bilinen manzara; kalkamaz gencimiz bir süre, yataktan yani..