sabah 6:40 uyanıyorum. pencereden bakıyorum. hava karanlık. gece lan daha resmen. robot gibi otomatiğe bağlayıp giyiniyorum. karanlık havada işe gidiyorum. salak salak, anlayışsız, egoist, cahil insanlarla uğraşıp evime dönüyorum. neden? ev, araba, ölümüne yorulmuş bir vücut, balkonda bira içeceğim bir emeklilik için?
çocuklarım olursa, çocuklarıma da aynısını yaşatmak için mi çalışıyorum.
bu kadar geçim derdine, soğuk havalara, insanların tuhaflıklarına, siyasetçilere, iş verenin ipneliklerine rağmen bulunamamaktadır. kamil gibi sırıta sırıta geziyoruz gene. gönül istiyor ki böyle şirketin kapısından çıkayım dizlerimin üstüne çöküp elleri yumruk yapayım kolları da gök yüzüne doğru kaldırıp hüleeeeaaaaan hepinizin hığmınaaaaa diye çemkireyim ama olmuyor, olamıyor *
1. Annemin son 5 dakikalık uykumun içine etmesi.
2. Telefonumun şarj olmaması; ki bugün şehir dışındayım.
3. Bugün giymeyi planladığım kotun kirli sepetinde olması.
4. Kardeşimin yine bugün giymeyi planladığım ayakkabıyı bilinmedik bir yere koyması.
5. Şoförün gecikmesi.
Güne ne faul başlamışım arkadaş!
Başkasına yansıtılıyorsa şımarıklıktır. Kimse seni çekmek zorunda değil ailen bile olsa.
Ha kendi kendine sinirlenip kendine patlıyorsa sorun yoktur.
Sebeplerim
-giyecek kıyafetim yok(bütün kıyafetlerimin zaman zaman benimle t.şak geçtiğini düşünüyorum)
-şu ayakkabım nerede( sanırım cana gelip ayaklandılar)
-saçımın ayarsızlaşması ( kıvırcıkların isyanı)
-zil çalan midem ( sık ve az yeme sonucu)
-akbilin bitmesi(dırı dırı bütün otobüsün hüzünlü bakışı. Süslünün rezil olduğu an)
Yeter sanırım.
Fsm köprüsünde intihar girişimi olması. Yetherrr yeni yöntem geliştirin artık yeter ya.
Yaşayarak edin ne biliyim trafiğin anasını gondikleyerek değil.
burada sorumlu benim görevlerimi yapıyorum en arkadan oturmuş bana laf yetiştiriyor. kıza herkesin içinde ne desem bilemedim. "burada sorumlu benim bırak biraz da kendi görevimi yapayım" diye sitem ettim. suratını astı ve sustu o da artık, müteşekkirim.