şimdi güzel kardeşim, ben sana kelimeleri birbiriyle karıştırıp, anlam kargaşasına mahal vererek bir güzel işkence yapmak isterdim ama acıdım. neden mi? ezan ve namaz arasındaki farkı dahi algılayamadığın için, sabah namazını müzik addedip mahler ile ezanı karşılaştırma ahmaklığında bulunduğun, bununla kalmayıp üstüne mahler i üstün gördüğün için. avrupa da insanlar şu ezan sesini duymak için nelerini feda ediyorlar biliyor musun sen? istiklal marşı nda bile övgüyle söz edilen ezandan bu şekilde bahsetmeni dürtü ve düşünce bozukluğuna veriyorum dua et ki. anladık rahatsızsın da öyleyse git ilaç iç, kendi başına dinle mahler ini bir zahmet. inançlara, düşünceye saygı diye zırlama ayrıca. önce kendin insani ve dini duygulara saygı göstermesini öğren, sonra çık ortaya. selametle.
bu fikri savunanlara sabah ezanının mahiyetini evvela öğretmek lazım gelir.
öyle bir özle, öyle güzel bir teraziyle ayarlanmıştır ki bu güzel zamanlar, güzel vakitler, bir kere sabah ezanı dahi, özellikle seher vaktinde, o anda insan ruhunda etkili bir tınıya sahiptir. soğuk, nemli ve su minvalinde bir makamdır sabah ezanının makamı. saba makamı ndan bahsediyoruz burada. insana kuvvet, cesaret ve rahatlık, sevinç ve kahramanlık duyguları verir. ruh hastaliklarin iyilestirilmesinde çok çok etkilidir. derin aşkın en öz ifadesidir.
müziğin ne olduğunu evvela herkesin öğrenmesi şarttır,
gelelim müzikten anlama meselesine: anlamayanlar için de, gelecekte de ruh sağlığı bozuk vakalar çıkabileceği üzere ecdadımız "akıl hastalarını müzikle tedavi" için 1588 senesinde, yani yaklaşık 400 sene evvel, sultan 2. bayezid külliyesi ni hizmete açmıştır. çok uzak değildir, edirne' dedir ve hâlâ hizmete açıktır. buyursunlar ve şifa bulsunlar.
