cemaat sevabının peşinde olan ahiret kurnazı dedeleridir.
zaruret yoksa evde namaz kılmanın kadınlara mahsus olduğunu bilen dedeler.
sayıları her geçen gün azalan dedeler.
benim dahi dedemdir.
üşenmez. zevkle gider.
yanında da her zaman havlumsu bir şey götürür. onu başını koyacağı yere serer. hani ayakla basılıyor. elimi yüzümü ayakla basılan yere koymayayım diye, der.
ben de giderim ama öyle beton camilerde kılmayı sevmiyorum. eski kerpiç bi köy camisi olur. eski ahşap, küçük bir cami olur.
hoştur.
Dedem gider. imam bir ara sabah namazlarını dedeme kitliyordu gelmiyordu adam. cübbe mi neydi ondan bile almış. Dedem resti çekti sonra imama gel kendin kıldır diyehaha. Neyse dedem ve arkadaşları haftada birkaç gün namazdan sonra çorbacıya giderler. Sosyal bir dedem var. Geçen hafta da japonyadaydı mesela.
Babam.
Babam dede değil şimdilik, 61'li, pin kodu 1961 kendimi bildim bileli.
Cami 250 metre ötede, arabayla gidiyor. Sabah o saatte kalkmaya üşenmiyor ama yürümez hiç, yürümeye üşenir.
Bir gün babama sülplis yapacağım, hadi diyeceğim ben de geleyim, ne mutlu olur ha.
sabah namazında camiye giden gençle asla denk olamazlar.
hayatının baharında, gençliğe sunulan ve her bir zerresi dünyevi zevk içeren haramlara rağmen bunlardan hicret edip allah yolunda koşturan genç ile yaşlılar tabiki eşit olamayacaktır.
çok tatlı ve ponçik insanlardır. gençlerle sohbet etmeyi ve gençliklerini anlatmayı severler. bazen güzel hikayelere denk gelebilirsiniz. mutlaka bu dedelere selam verin, ayrı mutlu oluyorlar.
sabah işe gelirken karşılaştığım bizim camide namazlarını kıldıktan sonra diğer camiye sohbet için intikal etmekte olan amcalardır. maşallahları var ihtiyar delikanlıların hiç selamı da eksik etmiyorlar. kol kola girmişler geliyorlar karşıdan aklıma hep bir anda "önümüze geleneee bir tekmeeee" diyip sempatik sempatik depuk atacaklarmış gibi geliyor *