rüyasında çay yapraklarıyla örtünen kavimleri görmüştür. ayrıca yatmadan önce de sabuhayı dinlemiş, beyninin kıvrımlarını iyice sikip atmıştır, çöllerde bile çay isteyen bir bünye olarak güne başlar, reenkarne olur, çayı bulursa da ihya olur.
güne sert bir kahve ile başlayan insandan farkıdır ve yurdum anadolu insanıdır.
lakin aşırı çay tüketiminde kansızlık sorunu ile karşılaşacağından her sabah kalkar kalkmaz değil de bunu haftanın 2-3 gününe yayması sağlığı açısından uygun olabilir.
sabah çayını içer, sigarasını yakar. mutlu olur. mutlu olarak uyandığı için, apartmanda ilk karşılaştığı insana normalde suratı asık ayılamamış bir şekilde bakması gerekirken, içten bir gülümsemeyle günaydın der. apartmanda karşılaştığı yaşlı amca o sabah çay içmemiştir. yataktan fırladığı gibi elbiselerini giymiş, şirketin muhasebesini yapmaya gitmektedir. güzel bir günaydınla karşılaşınca o da mutlu olur. yaşlı amcanın muhasebe departmanında işe başlayan bir hanım kızımız vardır. dün gece yaşlı amcaya yaptığı raporlamada hataları vardır ve normalde yaşlı amca çok ketum bir amca olduğundan dolayı işe korkuyla gider. oysa ki yaşlı amca, sabah çay içen kahramanımızdan aldığı yaşam enerjisiyle olaya bu gözle bakmayıp, "o kızcağız da genç, hata yaparak öğrenecek" mantalitesiyle olaya bakar. güzel günündedir sonuçta. kız mutlu olur. eve gelir, sevgilisini güleç suratıyla karşılar. sevgilisi yoğun bir iş temposuna sahiptir ve aslında eve geldiğinde çok yorgundur. fakat hayatının bir tanesinin mutluluğu onun yüzüne de sirayet eder. sonuç olarak, güzel bir sevişirler. eğer sabah kalkar kalkmaz çay içen o adam olmasaydı, dünyamız ne kadar karanlık, kasvetli bir yer olurdu be sözlük.