ağız tadıdır efenim, normaldir. genelde öğrencilerin ve işine geç kalmış memurumun sıkça yapmış olduğu kahvaltı biçimidir. ne yapsınlar, çin ve japon lokantasında burjuvalık taslayamasalarda, yemekten sonra pannacotta veya tiramüsu yiyemeselerde, poğaça ve çay ikilisi onlar için vazgeçilmezdir. öyle ki öğrencilerimiz kahvaltı da makarna bile yerler. evet evet, şimdi bazılarına kal gelir 'aa gerçekten mi' veya 'italyan makarnası mı?' diye.. hemen açıklayayım; hayır, italyan makarnası falan değil, halis muhlis 'filiz' makarna.
poğaça bir öğrencinin;
-sabah kahvaltısı.
-öğlen atıştırması.
-akşam yemeği.
-acıktığında ekmeğidir.
-poğaça bizim gibilerin doğum gününde üstüne mum yaktığı pastadır.
not: son madde bugün aynen yaşanmıştır... pastayı alacak para bulamayınca arkadaş kırılmasın diye 3 ayrı poğaça alıp 3 tanede mumla süsleyip pasta niyetine yemişizdir...
yüzlerce çeşidiyle istanbul un nadide 5 yıldızlı otellerinde hergün açık büfe kahvaltı yapmak varken böyle bir kahvaltı girişiminde bulunmak en banalı en basidi. hele birde yanında çay içerler ki hiç sormayın? tropikal meyve suları varken çay bilemiyorum yani. he belki özel lost adası çayıdır o olabilir mesela.
hadi abartmayalım açık büfe kahvaltı hergün yapılamasa da bir japon lokantasından 2 adet suşi ağza atılabilinir. iştah kesilebilir.