o kadar kalabalıktır ki hergün o otobüse binmeden sikmeseler bari temennisiyle iner, o tedirginlikle koca yol ayakta tepilir. kolay değildir o gerilim sizi öyle bir gerer ki sinirli ve tepkili olursunuz gün boyu. aynı yeni regl olmuş sevgili gibi huysuz ve bir o kadar da çekilmez olursunuz...
4 sene o şekilde okula gidip gelmek nedir bilir misiniz? otobüste kim var kim yok tanıyorduk artık. 1M sabah 7.00 otobüsü. artık birer aile olduk kim kime dumduma mantığı zaten akraba gibiydik otobüs sakinleriyle...
sıgara, fırçalanmamış dişler, yıkanmamış giysiler, yan sanayi parfüm kokularının karışımında 2 saat yaşamaktır. bide yağmur yağıyosa sırılsıklam montlar üstünüze değer.
abazalar için çok goş bir ortamdır. fakat bayanlar için tam bir eziyettir ve ayakkabısı yeni almış ergenin otobüsten indiğinde ayakkabısına bakıp sövmesi olayıdır.
-her durak için biraz arkaya ilerleyelim lütfen
-niye? konserve mi yapıcan
-sende çekil be arkamdan sabahtan beri
denilen diyalogların bollaştığı durum.
--spoiler--
çalışan insanın sorunları hiç bitmiyor zaten. Diyelim ki bütün gün deli gibi çalışmışsınız. iş çıkışı bir otobüse binmişsiniz, otobüs hınca hınç dolu. Memurlar, işçiler ve ısrarla başkasının gazetesini okuyucularla haşır neşir olduktan sonra, otobüs yolculuğunu tamamladınız ve işte nihayet evinizdesiniz.
--spoiler--