Benim de öyle çok hoşuma gitmese de benim hakklarıma bir tecavüz olarak görmediğim olaydır. Sonuçta dini yaşamakta bir haktır ve müslüman bir ülkede kaçınılmazdır.
ezan güzeldir iyidir de, sabah uyanmak sonrasında, ezanı duymak; namaza kalkıp kalkmama konusundaki kararsızlık sonunda uyumaya devam etmek. namaza kalkmadım bari ezanı dinleyeyim diyerekten vicdan azabını dindirmeye çalışmak, o zaman ezan insana daha bir uzun daha bir korkutucu geliyor sanki...
müslümanlar için o saatte "gereksiz" olan uykularından uyanmalarını sağlamak amacıyla böyledir.
mesela akşam ezanıda çok kısadır. niye çünkü kıyamet akşam kopacak bu yüzden insanlar hemen namazlarını kılsınlar ve borçlu kalmasınlar. aynı zamanda akşamın farzıda önce kılınır aynı sebeple.
binlerce kez şükretmeye vesiledir.
insan şükreder:
- iman sahibi olduğu için,
- müslüman bir ülkede yaşadığı için,
- allah'ın rızasını kazanmak için bir kez daha namaz kılabildiği için,
- şeytanın etkisinden uzak bir hayatı olduğu için,
- inkar eden bir kişi olabilecekken Allah ona iman verdiği için
ve tekrar müslüman olduğu için..
sabah namazının saba makamında olmasından mütevellit uzun ve içli okunur. Gerçi bu başlığı açana böyle bir açıklama yapmaya gerek yok en iyisini @6 demiş
müezzinin ezanı kafasına göre uzatması ya da kısaltması diye bir durum söz konusu değildir. her ezanın ayrı bir makamı, okunuş süresi ve şekli vardır. bazı müezzinlerin eğitimsizliklerinden kaynaklanan hatalar dışında, bu makamlar şu şekildedir;
Sabah ezanı: Saba makamında okunur. "Es salatü hayrun mine'n nevm" (Namaz uykudan daha hayırlıdır) kısmında, sabahın diğer ezanlardan farkını vurgulamak için, hüseyni, dilkeşhaveran, bestenigar, çargah gibi başka makamlara geçiş yapılabilir. Sonunda yine saba makamıyla bitirilir. uykudan uyanma süresi dikkate alındığı için, en uzun süreli ezandır.
Öğle ezanı: Genellikle uşşak makamında okunur ama makamın seyir özellikleri dikkate alınarak içine bayati makamı da girer, karcığar da. Bazen neva da olur.
ikindi ezanı: genellikle hicaz makamında olmakla birlikte, Osmanlı döneminde perşembe günleri nihavent okunur, böylece cumanın yakınlaştığı belirtilidi. Çünkü nihavent, biraz daha neşeli seslere sahip bir makamdır.
Akşam ezanı: Segah ya da dügah makamında, diğer vakitlere göre daha çabuk okunur.
Yatsı ezanı: Genellikle hicaz makamında okunur ama hüzzam, garip hicaz ve rast da kullanılır. Rast zindelik veren bir makam olduğundan, günün son saatlerinde insanların yorgunluğunu aldığı düşünülür.
Yillardir yasadigim hiristiyan ulkelerinde bayram gunleri 1 saat bile araliksiz calan canlar icin aklimin ucundan bile gecmeyen sey. Insan hain olmayagorsun bir kere...
uykunun en güzel yerinde camii'nin hoparlöründen çıkan avaz avaz sesle uyanmanın bir bonusudur.
hadi bu okunuyor tamam anladık da uzatıp dallandırıp budaklandırmanın ne anlamı var. özet geçseler iyi olacak. diyanet işlerine yazdığım şikayet mektubunda bundan aynen bahsettim. artık sabah uykuları bizim raad olun.