genelde bu olay sınav zamanı başıma gelir sıçtığımının adamları bize gece ders anlatır sabah sınav eder yazık ya bu çocuklara demezler ulan ben sabah gözümü 11 den önce açamazken kargalar dahi mokunu yememişken bu ne neyse zatı kargalar boklarını yerken ben de poğaçamı alır yerim ne edeyim
sabahları ne kadar erken kalkınılmış olsa da,gidilmekte olan yere ne kadar isteksizce adımlar atılsa da ve ne kadar can sıkıcı olsa da bilmek bir sonra ki günün bugünden farklı olmayacağını,duyduğunda beyninin koku hücrelerinde fırından gelen taze ekmek kokusunu,pastahanelerden gelen buram buram poğaça kokusunu "ulan sırf bunun için değmez mi be" de denilebilecek bir hadisedir.
(bkz: sabah poğaçalarına hasret kalanlar)
evde pazar kavaltısı için pastaneye gidip
m:10 poğaça,2si kaşarlı,8tane susamlı
t:burda mı yersiniz paket mi yapalım?
olay yaşanmıştır. ben ayı mıyım diyesi gelir insanın.
sabah el ,yüz yıkandıdıktan sonra akla gelebilecek güzel fikirlerden biridir.
oumar: cakma konvers pohaçlar nerede
cakma konvers: zıkkımın peki mi dedin?
öğrencilik yılları sınav zamanı çilelerinin en güzel anları sabah sınav için okula gidilir ama yer tutmak ve çalışmak için erkenden gidilir sanılsa da amaç yeni çıkmış sıcacık poğaçayı, bir karton bardaktaki sıcak çay ile afiyetle yemektir. ohhh afiyet olsundur.
sabaha karşı 5 ile 7 arası nöbet kulubesindesin. bayık gözlerle etrafa bakıyorsun. düşman var mı diye değil, nöbetçi subay geliyor mu diye...
hava aydınlanmak üzere ve inanılmaz soğuk. kız arkadaşını, aileni eski hayatını düşünüyorsun. bir de cigara yakıyorsun avuç içinde içilmek üzere...
o anda sana sıcak evini hatırlatacak bir koku geliyor fırından. ekmek kokusu...
çok uzun zamandır taze ekmek yememişsin, annenin ya da sevgilinin yemeklerini özlemişsin, karşında sıcacık ekmekler var ve sen çaresizsin, uzanamıyorsun.
tekrar eski günlerini hatırlıyor, duygulanıyor ve bir kaç damla ağlıyorsun...