bu saatlerde ve daha de erken, sövmeden uyanmak için sebepler aramaya iten durumdur. 24 saat içerisindeki her bir, saatin, dakikanın, saniyenin, salisenin, yarım salise bile hiçbir zaman durmuyor olmasından mütevellit olduğunu düşünmekteyim. erken kalkan yol alır hesabı. ama bu olayı eğlenceli hale getirmek için, baya bir ıkınmak gerekiyor mecazi anlamda. swh.
iş hayatım boyunca sabah erken kalkmamak için hep geceleri çalıştım.
hiç alışamadım sabah 6-7 gibi kalkmaya. zorunluluktan kalkacaksam eğer daima uyumamayı seçerim.
Günden istediğin şekilde yararlanmaktır. Mutlaka ki herkesin elinin ayağının çekildiği geceleri daha çok seviyorum ama akıp giden günü tasarrufluca kullanmak zevki de bambaşka.
Uzay gemisi tarafindan uranusun yuzeyinde unutulan yazarin, cektigi cileyi ve akittigi gozyasini sitemkar bir dille dile getirdigi baslik. Oysa kim istemezki eski bir ahsap evde alti silindirik bir sandalye ile yanan sominenin yanina kurulup, kosede kivrilmis uyuyan kedisini izlemek ve kitap okumak. Hele su siralar sogukta ve karanlikta uyandigim her sabaha "bu boyle olmayacak bir sekilde zengin olmaliyim" cumlesiyle gune baslatiyor.. devaminda ise ise giderken yurudugum soguk kaldirimlar uzerinde sicak ve luks bir ev hayal ediyorum. Jipime binip klima acik sekilde ise gitmekten ise bahsetmiyorum bile.
idealist insanların işidir. ya da cehennemden fazlaca korkan amcaların. şahsi fikrim ise sabah erken kalkan insanla evlenilir gece geç yatan insanla eğlenilir ya da dertleşilir.
çirkin bi şeydir. zorunlu değilsem asla kalkmam diyordum ama eskiden pazar sabahlarıda 08'30 gibi falan kalkardım ama artık 10:30'u genelde geçip 12:30'a kadar uzayan bir saman diliminde kalkıyorum.
normal egitim- ogretim donemi icinde kolaylikla yaptigim, ama uzun bir tatilin ardinda 1-2 haftalik bir sure zarfinda izdiraba donen eylemdir. Kac yildir okuyorum, her sene basinda ayni problem bas gosteriyor.